1950'ler... Demokrasi henüz 6 yaşında. İktidarda Adnan Menderes'in başında olduğu Demokrat Parti, muhalefette ise İsmet İnönü'nün CHP'si. O dönem henüz 19 yaşında bir gazeteci olan Altan Öymen'in yazdığı kitapta hem bu partilere taraf olan Ulus ve Zafer gazetelerinin çekişmesi hem de demokrasiye geçişin sancılı süreci anılardan yola çıkarak yalın bir üslupla kaleme alınmış. Öymen'le, hem "Öfkeli Yıllar" adını verdiği kitabı hem de Türkiye'nin siyasi gündemini konuştuk uzun uzun...
Bu kadar anıyı nasıl hatırladınız? Sağ olun. Öteden beri yaşadıklarımı anlatmak istiyordum bir türlü vakit bulamıyordum. "Yazarım" deyip, notlar alıp, bir takım şeyleri not tutuyordum. İşte onlardan yola çıkıp bu kitabı yazdım. Bir de tabii kütüphanelerde çok çalıştım. Dönemin gazeteleri çok yardımcı oldu. Özellikle Ulus ve Zafer'in kupürleri.
Siz Ulus'ta muhabirmişsiniz. Tarafmışsınız yani. Ama bu kitapta çok objektif bir bakış açısı yakaladım. Ee çünkü zaman geçtikçe bu tecrübeler, izlenimler birikiyor. Mukayese ediyor insan, olgunlaşıyor. O zaman içerisindeki değerlendirmeler günlük oluyor. Böyle geriye dönük değerlendirdiğin zaman empati yapıyor insan ve süzerek daha insaflı bakıyorsun.
Peki kitabı o yıllarda yazsaydınız ne olurdu? Bu objektiflik olmazdı kesinlikle. Mesela ben bir haber yazmışım. Konya'da bir miting olmuş. Uzun cümleler filan, bir de habere yorum var. Kitapta bunu yadırgadığımı da belirtiyorum. Çünkü adama kızmışım. Kızınca ben de laf sokuşturmuşum. Haber de olmaması gereken bir şey bu aslında.
Siyasi arenada da yaşananlar çok ilginç. Evet. Orada da çok sert tartışmalar yaşandı. Ama çok normaldi. Çünkü demokrasiye geçişin ilk yılları. Herkes demokrasiye uymaya çalışıyor fakat eski alışkanlıklar da var. Tek parti döneminden kalan tahammülsüzlükler. Eleştirilmemeye alışmışlar. Biraz eleştiri geldi mi, hoşlanmıyorlar, kızıyorlar. CHP iktidardan düşmüş, "Biz bu kadar yılda Cumhuriyeti meydana getirdik. Bunları şunları yaptık ama bunlar geldiler ve bozacaklar" diye acemilikleri var. Diyalog kuramama problemi vardı yani ama öğreniyorlardı yavaş yavaş.
Bunun için mi "Öfkeli Yıllar" adını verdiniz kitaba? Evet...
Bu günleri anlatsaydınız adını ne koyardınız? Herhalde, "Öfkeli Yıllar 2" derdim. Çünkü bugünün siyasilerinin ve gazetecilerinin arasında yaşanan diyalogsuzluk o günleri aratmayacak kadar kötü.