DTP Genel Başkanı Ahmet Türk: 12 Eylül döneminde birçok aydın ve siyasetçi bu cezaevine atıldı. Bu insanlara yapılan işkenceler, çığlıklar sokaklardan duyuluyordu. Sabahın köründe insanları uyandırıp belinde kalaslar kırdılar. Tırnaklarını çektiler. Bu çığlıkları mahalle sakinleri bile duyuyordu. Tabii ki son dönemde bu tür olaylar yaşanmıyor. Ancak geçmişte yaşanan bu acılar hafızamızdan silinmiyor. Diyarbakır'a geldiğimde ve cezaevinin yakınlarından geçtiğimde tüylerim diken diken oluyor.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık: Muş ve Ulucanlar Cezaevi'nde yattım. Diliyorum ki bütün cezaevleri okula dönüşür. Diyarbakır Cezaevi'nin şehir dışına taşınması ve okula dönüştürülmesi çok önemli. 12 Eylül hesaplaşması adına yapılıyorsa daha da önemli bir adım. Bu cezaevi müzeye dönüştürülmeli. Bu, burada yakılan, işkence gören, b.k çukurlarına atılan insanlardan, geçmişten özür dilemek olur.
DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş: Bağlar Cezaevi'nde tutuklu yatmadım ama avukat olarak yıllarca girip çıktım. Burası mutlaka boşaltılmalı. Sivil toplum örgütleri ve bu cezaevinde yıllarca işkence görenlerle konuşularak okul mu, müze mi olmalı karar verilmeli. Bağlar Cezaevi tarihi işkencelerle geçti. Uzun zamandır boşatılması gündeme geliyor. Daha önce Saraykapı'daki cezaevi boşaltılmıştı ve müze çalışmaları başlatıldı. Umuyoruz ki şehrin göbeğinde kalan bütün cezaevleri Ulucanlar gibi boşaltılır.
DTP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani: Cezaevinin taşınması, boşatılması şehrin çehresini değiştirecektir. Özellikle Diyarbakırlılar'ın psikolojisi, yaşanan olaylar, işkencelerin izleri silinmiş olacak ve orada oturanlar bu demokrasi dışı olayları hatırlamamış olacaklar. Diyarbakır halkına işkence sembolü bu cezaevini kaldırarak önemli bir adım atılmış olur.
YIKILIP ANIT YAPILSIN
Babası Bedii Tan'ı Diyarbakır'da işkence sonucu kaybeden siyasetçi yazar Altan Tan: Burada insanların namusu, şerefi, haysiyeti her şeyi zedelendi, ölüm birçoğu için kurtuluş oldu. İşkencelerde şahısların da ötesinde komple sistem suçlu. Diyarbakır Cezaevi'nde yatan bütün insanlardan ve ailelerinden, Cumhurbaşkanı, Başbakan, özellikle Genelkurmay Başkanı ve Diyarbakır Kolordu Komutanı imzalı mektupla özür dilenmesi gerekiyor. Diyarbakır Cezaevi'nin kapatılıp bir müze haline getirilmesi lazım. Veya bu acıyı tekrar tekrar hafızlarda tutmamak için yıkılıp bir anıt yapılması lazım.
Türk Tabipler Birliği Onursal Başkanı Gencay Gürsoy: Temel amacımız yaşanmış acıların kayda geçmesi. Diyarbakır Cezaevi, özellikle 1980 sonrası, insanlık dışı muamelelerin, akıl almaz işkencelerin yapıldığı bir yer. Bunların tanıklıklarını tespite çalışıyoruz. Bu, Türk toplumunun geçmişiyle hesaplaşması açısından önemli. Geçtiğimiz askeri seçim dönemlerinde yaşananların yeni kuşaklar tarafından bilinmesine yardımcı olacak. Bu, çok önceden tasarladığımız bir şeydi. 2 yılı buldu.
Prof. Dr. Baskın Oran: Bu komisyona, 12 Eylül faşist yönetiminin neler yapıp, başımızı nasıl belaya soktuğunun yanı sıra insanları nasıl mahvettiğini gösterebilmek için destek verdim. Bunlar sözlü tarih çalışmaları, yarın öbür gün ders kitaplarında okutulacak.