Tarımsal desteklemeyle ilgili 15 Kasım'da yazdığım yazıya TürkiyeZiraatOdalarıBirliğiBaşkanıŞemsiBayraktar' dan yanıt geldi. Mektubu yazımda eksik kalan bu nedenle de bazı okurlarca köylühamaseti yapmakla nitelendirildiğim konulara açıklık getiriyor. Başkan Bayraktar'ın mektubundan aynen alıntılıyorum. "Tarımkesimindeyılda3.5milyarlitremazotkullanılarak7.7milyarYTLödenmektedir.Bubedelin1.4milyarYTL'siKDV,2.6milyarYTL'siiseÖTVolarakdevleteödenmektedir.Budurumda2007içinöngörülen36.2YTL'likfaizdışıfazlanınyüzde11'itarımdakullanılanmazotunvergilerindensağlanmaktadır." Mektup devam ediyor "2006'datarımdestekbütçesineGSMH'nınbinde7'sikadarödenekayrılmıştır.2007'deisetarımdestekbütçesine5.2milyarYTLayrılacağıbelirtilmektedir.Bumiktar631.4milyarYTLolaraköngörülenGSMH'nınbinde8'ikadardır." Tarım kesiminin kullandığı tek girdi mazot değil. Bunun gübresi, üstüne yüzde 18 KDV'si de var. İlacın, hayvan yeminin KDV'si yüzde 8. Sattığın malı makbuzlarsan, yüzde 2 gelir vergisi stopajına tabisin. "Destekleme yapıyorum" diye vergileri peşin topla, hem devlete hem çiftçiye bin bir türlü masraf yaptırarak çok daha azını iade et. Ödemeyi de zamana yay ki, çiftçinin eline geçecek üç kuruşu da enflasyon götürsün. Bu arada destekleme sistemini öylesine genişlet öylesine çeşitlendir ki, neyi niye desteklediğin de kavramsal olarak kaybolsun. "TarımaGSMH'nınenazyüzde1'ikadardestekverilir" diye kanun çıkar, söz ver, verdiğin söze çıkardığın kanuna IMF'nin niyet mektubu kadar itibar etme. İştetarımsaldesteklemedegeldiğimiznoktabudur. Türkiye'de tarımın tek sorunu desteklemede yetersizlik, başıbozukluk olarak algılanmamalı. Eğitimden, toprak analizlerinin yapılmamış olmasına, doğru ürün paterninin saptanamamasına kadar belki onlarca sorun var. Türkiye tarımında verimlilik artışı diğer sektörlerin her zaman çok altında kalmakta. Dünya karşılaştırmasında tarımsal verimlilikte neredeyiz, onu da bilen söylesin. Sanayide verimliliği, kur elverişli, borçlanma imkanı uygunken yurtdışından makine ithal ederek kolaylıkla artırabiliyoruz. Hizmetlerde bilişim teknolojisini devreye sokunca orada da verimlilik sıçrıyor. Bankacılık en kolayı, doğrudan banka ithali ile sorunlar çözülüyor. Tarım için bir planınız programınız var mı? Yoksa, "Onudaserbestpiyasaçözer" düşüncesinde misiniz? Teorik olarak serbest rekabetçi piyasaların, süreç içinde tüm dengesizlikleri gidereceğine ben de inanıyorum. Çiftçiyi köyünde aç, işsiz bırakarak tarımda istihdam fazlası sorunu, bir ölçüde verimlilik sorunu belki çözülebilir. Şehirlere göç ettirdiğin insanlar ücret artışı baskısını azaltarak bazılarının "asgariücretkaldırılsın" tartışmalarına ilham kaynağı bile olabilir. Bu durum Türkiye'de sermaye birikimini tamamıyla yabancı sermaye girişine bağlayan büyüme modelinize de uygun düşebilir. HergeçengünTürkiye'degelirdağılımıbirazdahabozuluyorsaheryenigöçyeniişsizlebirliktegasp,hırsızlık,soygun,uyuşturucukullanımıartıyorsatarımavermediğimizdesteğinbedelinizatenödüyoruzdemektir. Gelir dağılımını daha da kötüye götüren ekonomik modelin siyasete tercümesi "LaikTürkiyeCumhuriyeti" olmaz. Bunu iyi düşünmeli. Dönün bir bakın işçi ücretlerinin düşüklüğüne özendiğiniz Mısır,Pakistan,Endonezya şu anda ne yapıyor? Bir zamanlar onlar da bizim kadar laik değil mi idi? Yok laikliği savunmak uğruna Salacak sahilinde elinizde şarap bardağı, kamera medyatiği olduysanız Ankara'da bildiğim daha otantik yerler var. Gelirken Nişantaşı'nda ağız dalaşından gündem yaratan üç fikir adamını da yanınıza alın. Hamamönü'nde elektro sazla "Sincansoundunakontradarbuka" dinletirken onları barıştıramazsam Çinçin'de, Yenidoğan'da, Kayabaşı'nda hepinize demlik demlik çay ısmarlarım. Buralarınhavasıdasert,adamıdabirazmertoluyor.