  |
|
Altın Portakal niye var ki?
Gerçekten Antalya'da her yıl düzenlenen ve özellikle sanatçıları şehir içinde 'sünnetlik çocuklar gibi' üstü açık otomobillerle gezdiren film festivali bana hiçbir şey ifade etmiyor. Yarışma sonuçları herhangi bir heyecan yaratmadığı gibi, yapılıp yapılmadığını unutuyorum bile! Son birkaç yıldır getirilen ve bizlere "Bakın, Holywood'un ünlü isimleri de bu yarışmaya geliyor" izlenimi yaratan, şöhretinin sonuna gelmiş isimler gibi bu yarışma da hayatının sonuna geldi.
ZERRE ETKİLEMİYOR Çünkü bizim nesil 'Antalya Film Festivali'ni hiç ciddiye almıyor. Öncelikle yarışmanın, kriterlerine çok güvendiğimiz bir jürisi yok! Lakin her yıl bir çok yeni isim jüri üyesi oluyor ve dolayısıyla kriterler değişiyor. Ayrıca bazı filmlerin veya 'arkadaş çevresinden' bazı isimlerin kayırılıp; ödül alması artık hiçbirimizin üzerinde zerre etki yaratmıyor. Çünkü artık biz hangi filmin 'bizim', hangi filmin 'jürinin' olduğunu biliyoruz. Ayrıca bir de şu soru var; "Antalya kenti, ülkemiz film sektörü için ne yapmıştır bugüne kadar?" Şimdi; 'Babam ve Oğlum', 'Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü' ve 'Beyza'nın Kadınları' gibi bu sezon en çok beğenip izlediğimiz filmler; DVD ve VCD'leri piyasaya çıktığı için yarışmaya katılamayacakmış!
OSCARCILIK OYNAYIN Anlaşılan zamanında Oscar Ödülleri'nin şartnamesinden araklanan yarışma şartnamesinin ülke gerçekleri ile uzaktan yakından alakası yok. Bu ülkede zaten binbir güçlükle yapılan güzel filmler, neden DVD ve VCD yoluyla halka ulaşmak için yarışmanızın keyfini beklesinler ki? Neyse siz, o bir çoğununun adını bile duymadığımız (Zaten eminim size göre seyretsek bile anlamazdık, biz halkız ve avamız ya!) filmlerinizle 'Oscarcılık' oynayın. Bizim filmlerimize karışmayın. Yoksa 'Babam ve Oğlum'a döktüğümüz gözyaşları, 'Beyza'nın Kadınları'nda heyecandan sıklaşan kalp atışlarımız ve 'Hacivat-Karagöz'de attığımız kahkahalar gelir sizi boğar!
|