|
 |
 |
 |
 |
|
|
 |
|
|
|
Tel:
0212 3544813 | Fax:
0212 3544891 | SMS:
HU yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder |
| |
|
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
|
 | |
 |
|
 "Sortie arkadaşının da ondan sadece onu yazdın.. Ya ötekiler.." İnsanlar kötü niyetli olduklarında, başkalarına da ayni damgayı zınk diye yapıştırırlar.. Gene öyle oldu.. Umurumda değil aslında.. Beni bilen bilir, bilmeyenlerin, hele kötü niyetlilerin dediklerine de güler geçerim..
"Türkiye Hukuk Devleti ise, Sortie bugün açılır" dedim..
Hukuk yanı işi bir günde halletti. Mahkeme o gün yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ama devlet yanı hem de kapatma kararını savunurken "Şeriatın kestiği parmak acımaz" diyen sevgili Valimize rağmen, kararı uygulamayı üç gün geciktirdi.
Neden?..
Çünkü herkes biliyor ki, karar siyasaldı ve emir Ankara'dan gelmişti.. Geçmişteki örnekleri gibi..
"Sortie" diye yazdım.. İki sebepten..
Birincisi.. Elimde sadece Sortie'nin kapatma kararı vardı belge olarak. Bu belgeye dayanarak hukuksuzlukları yazabilirdim.
İkincisi.. Pasha.. Laila.. Sortie.. Kuruçeşme'nin sembolü bu kurumdur. Hepsi bu ortak isimle anılır, yıllardan beri, halk arasında da, Meclis'te de.. Köşe yazılarında da..
Sortie kapatma kararı, hukuksuzlukların belgesiydi.
1. Gürültü Kontrol Yönetmeliğinin 17. Maddesi aynen "... elektronik olarak yükseltilmiş müzik seslerinin ses seviyeleri kaynağın hemen yakınında 90 dBA'yı (Desibel) aşamaz" diyordu. Sortie hakkında tutulan zabıtta ölçüm 84 dBA olarak geçiyordu.
2. Kapatma kararı için üçüncü uyarı gerekiyordu. Sortie daha evvel 2 defa uyarılmamıştı.
3. En önemlisi.. Türk Anayasası cezaların şahsiliği ilkesini koymuştu. Bu ülkede başkasının işlediği suç yüzünden kimseye ceza verilemez.. Oysa Sortie içinde yapılan müzikle uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, sezon başında burayı parasını ödeyip kiralamış 10 suçsuz restoran ve kafe vardı.
Şimdi konu gündemden düşmeden bir defa daha konuşalım.
Yapılan en büyük yanlış, kurunun yanında yaşı da yakmak.. Eyleme baktığınız zaman, işin aslının gürültü ile savaşmak değil, tüm eğlence yerlerinden adeta intikam almak olduğu ortaya çıkıyor.. İstanbul'un ardından hemen ülkenin belki de tek eğlence beldesi Bodrum'da şiddet uygulamalarının başlaması bunun işareti.
Kuruçeşme'deki gürültünün gerçek kaynağı iki yeri, orada mendil satan çocuklar bile biliyor . Ellerinde ileri aletler olan Çevre Müdürlüğünün bilmemesi mümkün değil.. Ayrım yapılmayışı, kararın siyasal olduğunun işareti, gürültü ile mücadeleye düşen gölgedir.
Konuya balıklama dalan bazı meslekdaşlarımın verdikleri bilgiler yanıltıcıdır.
Dünyanın her yerinde eğlence merkezlerinde müthiş desibel ölçüleri vardır, hem de açıkta..
Daha geçen hafta Frankfurt'ta kentin göbeğinde, hem de kiliseye komşu bir açık hava diskosuna gittik. En az 110 desibel müzik vardı.
Mykonos'ta, günün 24 saati, abartmıyorum, 24 saati çılgın müzik yapan yerler var. İnsanlar o adaya, güneşlenmeye değil, çılgınca eğlenmeye gidiyorlar. Her ülkede örnek çok.. Kimse sallamasın..
Şimdi meselenin özüne gelelim..
İstanbul'un özellikle Kuruçeşme'nin karşısında oturan halkının gürültü şikâyeti haklıdır .
İstanbul halkının ve bu kente gelen turistlerin eğlenmek de haklarıdır.
O zaman Yöneticilik Sanatı "Kapatın bunları" demek değil, kalıcı çözüm getirmektir.
Aranırsa çözüm de vardır.
Günümüzde sesin karşı sahile gitmesini önleyecek çareler vardır. Sahilde müzik yapanlar bu önlemleri almaya mecbur kılınırlar.
Müziğin yüksekliği, hafta arası ve hafta sonu, belli saatlerde, belli düzeylerin altına iner.. Belli bir saatte de kapatılır. Böylece İstanbul'un gençleri de, uygar saatlerde eğlenmeyi öğrenir, açık hava diskolarını saat gece yarısı birde dolduracaklarına, gecenin onunda gelmeyi, saat dörde kadar değil, bire ikiye kadar eğlenmeye alışırlar. Bu onlar için daha sağlıklı olur.
Cezalar sadece hak edenlere kesilir.. Gürültü konusunda büyük özen gösterenler, ya da ilgisi olmayanlar sıra dayağına çekilmez.
Uzun vadede.. İstanbul Belediyesi 90 desibelin üstünde sabaha kadar eğlenmek isteyenler için yer gösterir, alt yapıyı hazırlar, bu çılgın eğlence merkezi oraya kayar, Kuruçeşme'de Boğaz manzaralı restoranlar ve mum ışığında romantik müzik yapan kulüpler kalır..
Bir yanda, gece kulüpleri, restoran ve kafeleri bünyesinde barındıran dernek, bir yanda valilik, bir yanda da belediye bir araya gelir gerçekten yürekten çözüm ararsa, sorunlar büyük ölçüde azalır.
Ankara'dan gelen siyasal emirlerle kent yönetilmeye devam edilirse eğer bunun acısını ülke olarak çekmeye başlarız.
Yarın da çok geç olabilir!.
|
| |
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
