|
 |
 |
 |
|
|

Tek başına şiddet çözüm olabilir mi?
Türkiye'de daha fazla insan, Başbakan Erdoğan dahil, terör sorununun kökten çözümünü İsrail modeli bir şiddet uygulamasında görüyor. AK Parti iktidarına ilk günden muhalif olan kesimler, terörün yeniden tırmanışa geçmesinde "demokratikleşme sürecinin" önemli rol oynadığına inanıyor. Önerdikleri çözüm yolu Kuzey Irak'a girmek, şiddeti en üst noktaya tırmandırmak. Tıpkı İsrail gibi. Aklınızın bir köşesinde tarihi gerçekler olmazsa, en kolaycı çözüm yolunu ortaya koyarsınız. İsrail ve Amerika'nın şu anki yöneticilerinin yaptığı gibi... Bugün Türkiye'ye İsrail'i örnek gösterenler bu ülkenin Lübnan'ı 1968'den beri en az 5 kez benzer taktiklerle yerle bir ettiğini, işgal ettiğini ve hiçbirinde çözüm alamadığını unutuyor. Çünkü sorun Lübnan'da değil. İsrail'in Filistin topraklarını gayri insani yöntemlerle işgal ediyor olmasında ve Filistinlilere insan muamelesi yapmamasında... Sorunun gerçek nedenini görmek istemezseniz, daha fazla şiddette çözüm ararsınız. Zamanında benzer çözüm yolunu Amerika da denemişti. Vietnam'da eşi benzeri görülmemiş bir şiddet uygulamış, kimyasal silah dahil her türlü yöntemi denemiş ama istediği sonucu alamamıştı. Irak'ta da alamadı. Alması mümkün değil. Yılmaz Güney'in Arkadaş filminde bir sahne vardı. Kerim Afşar, arkadaşıyla sıkı bir tartışmanın ardından ıssız bir yerde kendi ismini haykırırdı. Filmin kahramanı "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda "Kendimi arıyorum" yanıtı verirdi. Kahramanın ona yanıtı çarpıcıydı, "Sen kendini burada kaybetmedin ki, burada arıyorsun..." İsrail ve Amerika'nın bölgede yaptığı da bu. Kendi içlerinde büyütüp geliştirdikleri soruna başka coğrafyada çözüm arıyorlar. Tek çözümünün Filistinlilerin meşru haklarını tanımak, işgal altındaki toprakları ırkçı bir anlayışla yönetmemek olduğunu görmüyorlar. Tıpkı, İsrail-Filistin sorununu kendi sıkıntılarını aşmak amacıyla kullanan ülkelerin yaptığı gibi. İsrail, Lübnan'ı, Gazze'yi istediği kadar bombalasın yaksın, yıksın. Filistinliler ve İsraillilerin meşru hakları tam olarak güvence altına alınmadan bu kör dövüşü sürüp gidecek, olan binlerce masum insana olacaktır. Üstelik, bu gerilim karşı taraftaki şiddet yanlılarının elini güçlendirecek, köktendincilerin saflarına yeni yeni askerler katacaktır. Böyle bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına düşen arkasında duramayacağı açıklamalar yapıp gerilimi tırmandırmak olmamalıdır. Türkiye elbette terörle mücadele edecektir, dağdaki silahlı adamı taviz vermeden indirmek için elindeki imkânları kullanacaktır. Ama bunu yaparken ilkelerinden, değerlerinden taviz vermemelidir. Bölgeye bir İsrail yeter. Terörle mücadele edelim ama bunu yaparken son dönemde elde edilen kazanımları bir çırpıda tehlikeye atmayalım, terörün kucağına başka gençleri itmeyelim. Söylemek kolay, yapmak zor diyebilirsiniz ama kimse sizi zorla iktidar yapmadı ki.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|