Sağ-sol farkı
Baykal'ın "Demokratik cumhuriyeti ve laikliği benimsemiş merkez sağ, hatta muhafazakar görüş sahiplerini" CHP'ye çağırması giderek daha fazla yankı buluyor. 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel de "Baykal'ın yaptığı doğru" diyerek tartışmalara katıldı ve ekledi: "Günümüz siyasetinde sağ ile sol arasındaki fark, Pepsi Cola ile Coca Cola arasındaki fark gibi kaldı." Pek yanlış sayılmaz. Kamuoyunun dikkatinden kaçtı ama Baykal'dan üç hafta önce, MHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Şefkatli de partisinin Sakarya il kongresinde benzer çağrıda bulundu: "Sağ-sol fark etmez. Herkesi MHP çatısı altında hizmet etmeye, ülkemizin onurunu kurtarmaya davet ediyoruz." Benzer bir tartışma şu sıralar Fransa'da da yaşanıyor. Sosyalist Parti'nin cumhurbaşkanlığı seçimleri için en güçlü aday adayı gösterilen Segolene Royal'in, sol kesimde şok etkisi yapan çıkışları nedeniyle. Royal örneğin Fransa'nın başlıca sorunlarından olan okullarda güvenliğin sağlanması konusunda, "sert" önlemler öngören bir paket açıkladı. Şiddete eğilimli çocukların ailelerinin zorunlu eğitimden geçirilmesini, sınıflarda öğretmene yardımcı olacak bir tür güvenlik görevlisi bulundurulmasını istedi. Okulda düzeni bozan öğrencilerin yetiştirme yurtlarına naklini önerdi. Bu düzen bozucular 16 yaşından büyükse askeri eğitimden geçirilmelerini savundu, "Yurttaşlığın anlamını öğrenmelerinin ve değerini kavramalarının en etkili yolu bu" dedi. Tabii kıyamet koptu. Bu önerilerin "Sol değerlerle bağdaşmadığını" söyleyen Sosyalist Parti'nin ağır topları onu iktidardaki merkez partinin lideri ve İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'nin "kopyası" olmakla suçladılar. Çünkü Sarkozy de güvenliğin ancak sert politikalarla sağlanabileceği görüşünde. Ama bu eleştiri bombardımanı Royal'i geriletmedi. Hatta basının "Royal gerçekten solda mı" manşetleri bile. Daha önemlisi halk da onun yanında yer aldı. Sıcağı sıcağına yapılan kamuoyu araştırmasından Fransızlar'ın üçte ikisinin Royal'in önerilerini desteklediği sonucu çıktı. Bir başka ölçü: Sosyalist Parti'nin kayıtlı üye sayısı çığ gibi büyüyor. Son birkaç ayda 75 bini aşkın kişi üye oldu. Parti yetkilileri bile "Bu ilginin Royal'den kaynaklandığını" itiraf ediyorlar ve " Çünkü o insanları yarının dünden farklı olabileceğine inandırdı " diyorlar.
Liberal-sosyal sentez İşte can alıcı nokta bu. Sorunlara çözüm önerirken, ideolojik kalıpları kırabilmek. "Kedinin siyah ya da beyaz olması değil, fareyi yakalaması önemli" diyen Konfiçyüs'ün pragmatizmini gösterebilmek. Tam denk düştü. Üç gün önce "La Liberation" gazetesinde Fransız sağı uzmanı İsrailli tarihçi Zeev Sternhell ile yapılmış bir röportaj yayınlandı. Şöyle diyor: "1789 devrimi liberal bir devrimdi. Tıpki ondan önceki Amerikan ve İngiliz devrimleri gibi. Tarihsel olarak sol, liberal değerlerin varisidir. Sosyal demokrasi, solun eşitlikçi değerleriyle liberalizmin özgürlükçü değerlerini birleştiren harekettir. Liberalizme karşı çıkmak sola yapılan en büyük kötülüktür. Çünkü bu, özgürlüğe, demokrasiye karşı çıkmakla eş anlamlıdır. Dahası liberal değerleri sağın tekeline bırakmaktır." Kanımızca Baykal "Yeni bir toplumsal mutabakat" diye tanımladığı açılımıyla bunu hedefliyor: Çağdaşlıktan sapmadan özgürlükleri genişletmek, temel ve birleştirici değerleri gözü gibi koruyarak halkın beklentilerine uygun çözümler üretebilmek. Toplumumuzu sinsice zehirleyen "Biz-öteki" ayırımını ortadan kaldırmanın başka yolu da yok...
|