  |
|
Devlet Spor Müzesi
Problemlerini çözmüş veya çözmeye gayret eden tüm ülkeler, "onur duydukları başarılarını" teşhir ederler. Bu husus tarih, sanat ve spor için de geçerlidir. Son dönemlerde bu önemi kavrayan, Koç ve Sabancı aileleri ilgi duydukları alanlarda, Yapı Kredi Bankası ve spor kulüpleri de sportif dalda bu "teşhir"e katkı sağlamaktadır. Müze yöntemi ile yapılan bu teşhir, tanıtım yönünden olduğu gibi "teşvik" açısından da ciddi önem taşır. 1997 Martı'nda olimpiyat adaylığı için gidilen Lozan'da görülen Olimpiyat Müzesi, "Türk Spor Müzesi" fikrinin de başlangıç noktası olmuştu. Devletteki devamlılık kültürüne uygun olarakfikir Bahattin Şeker ve Yücel Seçkiner dönemlerinde arayışlarla sürdürülmüştür. Fikret Ünlü ile imza aşamasına gelen spor müzesinin parası da TİM Başkanı Oğuz Satıcı ile bulunmuştur. Tabi zemin, zaman ve para kadar "mekan" da çok önemli olduğundan, işin ruhuna uygun 1933'ten beri "İstanbul da sporun kalbinin attığı yer" mütabakatlaımızdan bulunmuştur. Taksim Sıraselviler Caddesi numara 57! 1933'te kulüpken 1939'da Beden Terbiyesi olan idare binamız. İşte burası Devlet Spor Müzesi'nin merkezi olmalıydı! 1933'te Güneş Kulübü'nün kuruluşu ile satın alınan bu bina hep Türk sporuna hizmet etmişti ve böyle de devam etmeliydi. 1933-38 arası Atatürk'ün de biri ziyaret amaçlı iki kez Prof. Fuat Köprülü ve Fahrettin Altay paşa ile binaya gelmesi buraya ayrı önem de katıyordu. Devlete inanan sponsor TİM Başkanı ile imzalar atıldı, bilgisayarlar alındı, standlar kuruldu. "100 Gönüllü 100 Tesis" projesi kapsamında bina tefriş edilip devlet-vatandaş işbirliği ile restore edildi. Bir dönem balkonundan Avrupa ve Dünya şampiyonlarının halkı selamladığı "onurlu 100 yıllık bina" gelin gibi hazırlandı. Bu hizmet gerekçesi ile 20-25 yıldır çalışan personel koltuklarını ve binalarını terk etti. Artık "Türk sporunun da bir Devlet Spor Müzesi ve Bilgi Bankası" olacaktı! Tüm Türkiye'den şampiyonlardan malzemeler toplandı. Şampiyon güreşçilerin torunları zaman zaman burada dedelerini ziyaret edecekti. Öğrenciler bilgisayarın başına oturup, kendilerine verilen sporla ilgili ödevleri yapacaktı. Zamanın bakanı Erdoğan Toprak da, müzeyi gezen rahmetli Sabancı ve 3 büyük kulüp başkanı da, 1. Ordu kumandanları Necdet Timur ve Çetin Doğan paşalar da aynı kanaatte idi. Sayın Bakanımız Şahin de müzeyi yaklaşık 2 yıl önce açma konusunda mütabık iken şimdi müzenin tabelası söküldü! "Hayrola ne oluyor" derken, 2. katta ofis hazırlığından bahsedilir oldu! Eee hayat bu! Birileri hizmet olsun diye koltuklarını terk eder, birileri de kendilerine ofis yapar! Fakat bunu da herkes bilir. Peki ya müze yapmak için protokol imzalayıp veren TİM Başkanı ne yapar?
|