|
 |
 |
 |
|
|
Karne
Türkiye bayram tatiline giriyor... Okullar tatil.. Kamu kurumları tatil.. Meclis tatilde... Öyleyse şimdi "karne zamanı." İşte karne: Hükümet bir süredir "gündem belirleme ve gündemi kontrol altında tutma inisiyatifini" kaybetti. Hükümettekiler "hayır" deseler de, "gerçek" bu. Yapmaları gereken ise... "Özeleştiri."
Hükümetin ilk iki yıl boyunca "iç ve dış çevrelerden aldığı karne" iyiydi. Üçüncü yıl "mızıldanmalar" başladı. Dördüncü yıla girerken de "ciddi ciddi sızlanmalar." Siyaset yapanların bir şeyi iyi bilmelerinde fayda var. "Verdiklerinin" siyasetçiye getirisi azdır... Yok denecek kadar. Ama "veremediklerinin" götürüsü pek çoktur.
Hükümet bazı kesimlere "bazı şeyler" verdi. Ama "beklentiler" öylesine yüksekti ki, hiçbir kesim "aldığı ile tatmin olmadı." Ayrıca... "Alt gelir gruplarına" fazla bir şey de verilemedi.
Hükümet, dördüncü yıla "yorgun" giriyor. Ve "yıpranmış olarak." Bu durum, iktidarı "hırçınlaştırıyor." Ayrıca önlerinde "çetrefil bir iş" var: Cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu konu "kafalarını sürekli meşgul ediyor."
Daha önceleri düz yolda hız yapan hükümet için bugün şunu söyleyebiliyoruz: Motor, rölantide çalışıyor.
Geçenlerde Başbakan Konya'daydı. Sabah kahvaltısında Konya'nın "ileri gelenleriyle" konuştu. Tayyip beyin "sevdiği, itibar ettiği" bir Konyalı dedi ki: - Efendim bürokrasi... Efendim, bazı Bakanlar... Ulaşılmaz oldular... Eleştirilerimiz var. Başbakan eleştirileri dinledi. Sonra da bir istekte bulundu: - Bunları basın önünde söylemeyin.
Konyalı "söz dinliyor, basın önünde söylemiyor ama..." TÜSİAD'a da "basının önünde söyleme" denilemez ki. "TÜSİAD olayı" hükümetin inisiyatifi kaybetmesindeki etkenlerden biri.
Bir başka ve daha önemli etken ise "kimlik tartışması." Hükümet, durduk yerde başına iş açtı. "Kimlik tartışmasının altında kaldı." Kalınca da "asabileşti."
Erzurum'daki SILA gazetesinin birinci sayfasında dün şu haber vardı: "Muhtarlar icralık oldu." Muhtar maaşı 240 milyon. BağKur primi ise 170 milyon. Maaşın azlığından Bağ-Kur primini ödeyemeyen muhtarlara "haciz gelmeye başlamış." ERZURUM gazetesinin ilk sayfasındaki haber ise şu: "Ticarette daralma var." Bütün bu haberler "şunu" gösteriyor: Alt gelir grupları burnundan soluyor, ateş püskürüyor.
İktidar sahipleri "muhalefet boşluğunu kendileri için bir şans, bir avantaj sanıyorlardı. Aslında en büyük şansızlıkları bu oldu. Muhalefetsizlik "iktidarı gevşetti." Ama bundan sonra muhalefet olacak. Hatta "parti içi muhalefet bile." Bu durum, muhalefetsizliğe alışmış iktidarı "daha da gerecek."
Uzun bayram tatili özeleştiri için bir fırsat.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|