 |  |
Rus kapanına kısılmak
Türkiye doğalgaz pazarını Rus devi Gazprom'un ve onun bir avuç yerli ortağının insafına terk etme sonucu verecek uygulamalar nihayet Meclis'e geliyor... AK Partili Turhan Çömez ve CHP'li Enver Öktem'in girişimleriyle... Bu, enerji politikalarının derinlemesine tartışılması için bir fırsat olmalı....
Hükümetin doğalgaz dağıtımıyla ilgili yasal düzenlemesi ilgili çevrelerde kıyameti koparıyor. Çünkü bu düzenleme sonucu, iktidara yakın bazı grupların kayırılması ya da gözetilmesi karşılığı doğalgaz dağıtımında Rus devi Gazprom'un neredeyse tek söz sahibi durumuna geleceği kuşkuları öne sürülüyor. Biz konunun adam kayırmacılık, kendi zenginini yaratma iddialarının takibini siyasilere bırakıp, düzenlemenin orta vadede Türkiye'nin başına öreceği çorapların üstünde durmak istiyoruz. Doğalgaz dağıtım sözleşmelerini gazı satan şirketin "ön onayı"na bağlayan ve Meclis'in tatil rehavetine kapıldığı bir sırada geçirilmiş pakete sıkıştırılan yasa değiştirilmezse, uzak olmayan gelecekte Türkiye iki ayağından da prangaya bağlanacak: 1- Dünya doğalgaz üretiminin yüzde 20'sini gerçekleştiren Gazprom bu olağanüstü stratejik sektörde pazarlama ve dağıtım tekeli olacak. Böylece Rusya, bu devlet şirketi aracılığıyla istediği politikaları dayatabilecek. 2- Türkiye enerji kaynaklarında doğalgaza, dolayısıyla da Rusya'ya tam bağımlı duruma düşecek.
Kremlin'in keskin kılıcı Dışımızdaki gelişmelerle anlatalım... Fransa, devlet şirketi Gaz de France'ın (GDF) tekelinde olan doğalgaz dağıtımını rekabete açmaya karar verdi. Kararla birlikte Gazprom, pazara gireceğini duyurdu. Fransa'da da kıyamet koptu: GDF pazarladığı doğalgazın sadece yüzde 10'unu üretiyor, yüzde 90'ında dışa bağımlı. Gazprom ise tümüyle kendi üretimini pazarlayacak. Sonuç: Rus şirketi düşük tarifeyle rakiplerini silecek, piyasanın hakimi konumuna gelince de istediği fiyat politikasını uygulayacak. Bu yorum bizim değil, "Le Monde" başyazısında seslendirdi. Haksız sayılmaz, ortada örnek var. Gazprom, eski Doğu ülkelerinde, Sovyetler Birliği döneminden bu yana tekel konumunda bulunuyor. Ve bu ülkelerin ekonomilerinin ayakta kalabilmesi için yine Sovyetlerler'den beri indirimli tarife (bin metreküpü 56 dolar) uyguluyor. Ancak iki-üç ay önce Gazprom, Ukrayna'ya, "Yıl başından itibaren fiyatı 160 dolara çıkarıyoruz" restini çekti. Yüzde 200 zam! Aynı şekilde Moldova'ya da. Buna karşılık Ermenistan'a "Senin tarifeni de biraz yükselteceğiz ama indirimli fiyattan yararlanmaya devam edeceksin" dedi. Neden farklı farklı tarifeler? Çünkü Ukrayna ve Moldova, Moskova'nın etki alanından çıkıp Batı'ya yanaştılar, Ermenistan ise "Uslu çocuk" olmaya devam etti. Ve çünkü Kremlin çevrelerinin fısıldadığı gibi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, doğalgaz vanasını siyasi silah olarak kullanmaya karar verdi. Şimdi sanayisi Gazprom doğalgazının tutsağı Ukrayna'nın bu yüksek fiyatın altından kalkamayacağı, tüm sektörlerde üretim maliyetinin rekabet gücünü yitirip çökeceği söyleniyor. Yine geçenlerde Gazprom Başkan Yardımcısı Aleksandr Medvedev, Avrupa'da en hızlı büyümeyi hedefledikleri pazarları şöyle saydı: "İtalya ve Türkiye". Sonra da ekledi: "Mavi Akım boru hattıyla da hem Güney Avrupa'ya, hem başta İsrail olmak üzere Ortadoğu'ya uzanacağız. Hiç kimsenin bizimle baş edebileceğini sanmıyorum." İşte böylesine "agressif" politikalar izleyen Gazprom'a Türkiye dağıtım pazarında tekel olma fırsatını altın tepside sunuyor. Bunun Türkiye'nin elektrik enerjisi kaynaklarına etkisini de yarın irdeleyelim. Ancak şu kadarını şimdiden söyleyelim: Oradaki tehlike Türk ekonomisinin yarınlarını mayınlı yola sokacak kadar büyük...
|