 |  |
Egeport'tan Galataport'a
"Aşk Gemisi" dizisiyle düşlerimize giren "kruvaziyer"ler, Türkiye'de iki yere uğruyor: Kuşadası ve İstanbul. Bu iki liman için yap-işlet-devret modeliyle Kuşadası'na Egeport, İstanbul'a Galataport projeleri hazırlandı... Rastlantıya bakın, ikisini de İsrailli Sami Ofer'in başı çektiği konsorsiyum kazandı.
Bir ayağı çukurda olan (84 yaşında) İsrailli yatırımcı Sami Ofer'in Türkiye sevgisi insanın gözlerini yaşartıyor. Bunda ülkemizdeki tüm yatırımlarında ortağı Global Menkul Kıymetler'in sahibi Mehmet Kutman'ın ikna gücünün epey etkisi olsa gerek. Ofer büyük ortakları arasında yer aldığı "Royal Carabbean Cruises" şirketinin sırf Türkiye'ye daha çok tur düzenlemesi, bu sayede ülkemizin daha çok döviz kazanması için o yaşında büyük bir fedakarlıkta bulundu; Galataport projesini üstlendi. Hem de ihaleye giren diğer iki konsorsiyumun teklifleri toplamının iki katı bedelle! Ofer ve Kutman'ın ilk özverileri değil bu: "Kruvaziyer"lerin, hani insanları hayal alemine götüren o lüks transatlantik gemilerinin Türkiye'deki diğer durağı olan Kuşadası'ndaki Egeport projesine de sahip çıktılar. Onun ilginç bir öyküsü var. Buyurun: Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek Egeport'un 2003'teki ihalesini önce yerel girişimcilerin oluşturduğu "Limaş" kazandı. 40 milyon dolara. Ancak para zamanında ödenemediği için satış iptal edildi ve 27 milyon dolarlık teklifiyle ihalede ikinci sırada olan Global-Ofer ortaklığına verildi. Grup peşin ödeme yapınca, "İhale Şartları Belgesi" yüzde 10 indirim uygulandı. Gerisini Kuşadası'ndan adı bizde saklıbir okurumuz anlatsın: "GlobalOfer'in limanı devralmasından hemen sonra Kıyı Kanunu'nda değişiklik yapan Kruvaziyer Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Böylece Egeport denize kazık dolgu yaparak yer kazanma ve liman içinde denize sıfır, yani 100 metrelik sahil şeridinin kamuya ait olmasını öngören Kıyı Kanunu'na tamamen aykırı 56 adet turistik işyeri inşa etme imkânına kavuştu. İnanmayacaksınız, Ofer-Global ortaklığı denizimizi betonlamak üzere, Mal Müdürlüğü'nden Ege Denizi'ni kiraladı. Kira sözleşmesinde, kiralanan yer olarak, hiçbir koordinat belirtilmeden Ege Denizi yazılı. (Kira sözleşmesinin fotokopisi 'Yerel' adlı Kuşadası gazetesinde yayınlandı.) Bu da şirketin denizin istediği noktasında istediği tasarrufu gerçekleştirme hakkına sahip olması anlamına geliyordu.
Yönetmelik olmazsa yasa Mehmet Kutman bir basın toplantısında 'Aldıkları malın defolu çıktığını, zarar ettiklerini, bu dükkanları yapmaktan başka çareleri kalmadığını' söyledi. Yönetmelik değişikliğinin mahkemelerce iptal edilmesi olasılığı hatırlatılınca, Kutman hem de kaymakam ve belediye başkanının önünde, TV kameralarına baka baka, 'Yönetmelik iptal edilirse kanun çıkarılır, olur biter' deyiverdi. Kentimizin tarihine malolmuş bu sözlerin kaydedildiği video kasetleri ve CD kopyaları Kuşadası Kent Meclisi tarafından Ankara'da Maliye Bakanı'na ve Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'na elden teslim edildi. Bu arada yönetmelik için mahkemelerden yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Gene büyük tesadüf eseri, tam da kararın belediyeye tebliğ edildiği gün, inşaatlara ruhsat verildi. İnşaatlar bitince ruhsat iptal edildi. Dükkânlar mühürlendi ama macera sona ermedi. Kutman'ın 'Yönetmelik iptal olursa kanun çıkar' iddiası doğru çıktı: Meclis'in tatile girmesinden bir gün önce yönetmelik aynen kanuna dönüştürülerek, kaçak işyerleri yasallaşıtırılıverdi." Okurumuzun sözünü ettiği Kıyı Kanunu'nda "Kruvaziyerler"in bağlandığı yerler, yani sadece Kuşadası ve İstanbul limanları için değişiklik yapan yönetmelik 30 Mart 2004'te Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu yılın Şubat başında Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunun üstüne yönetmelik aynen Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan ve yığınla yasada değişiklik öngören "Torba tasarı"ya 13'ncü madde olarak yerleştirildi, Meclis'in 3 Temmuz 2005'teki birleşiminde kabul edildi, 21 Temmuz'da da Resmi Gazete'de yayınlandı. Böylece Ofer-Kutman ortaklığının hem Egeport, hem de Galataport projeleri kurtuldu. Vatana millete hayırlı olsun!
|