 |  |
"Yap-boz"un parçaları
Demirel: "PKK dışardan kaşınıyor ve bu biliniyor..." Barzani: "Umarım bağımsız Kürdistan'ı görürüm..." SPD sözcüsü: "Kürt sorunu müzakere sürecinde çözüme kavuşacak..." Kremlin: "Rus-Çin askeri işbirliği Asya'da barışın güvencesi olacak..." Bu 4 haberin ortak paydası olabilir mi?.
"Hayır, son değil bu. Hatta sonun başlangıcı bile değil. Olsa olsa belki başlangıcın sonu diyebiliriz..." Türkiye dahil tüm Ortadoğu'nun bir girdaba çekilmek üzere olduğunu gösteren gelişmeler bize İngiltere eski Başbakanı Sir Winston Churchill'in bu sözünü hatırlattı. Gelin, günlük olayların sığlığında çırpınmak yerine, "stratejik yap-boz" oyununun birkaç parçasını birleştirmeye çalışalım. Önce birkaç haberi alt alta sıralayalım: * 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel, yeniden tırmanan PKK terörü için "Dışarıdan kaşınıyor ve bu biliniyor" dedi, sonra sözü çeşitli yerlerde parlayan kıvılcımlara getirerek, "Korktuğum oldu, Seferihisar ve Maçka olaylarına durduk yerde gelinmedi" diye ekledi. * Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani şimdiye kadar "Hakkımız ama günümüz gerçeklerinde mümkün değil" dediği "Bağımsız Kürt devleti" hayalini ilk kez vadeye bağladı: "Umut ediyorum ki, yaşadığım süre içinde bağımsız Kürdistan'ı görürüm." * Alman Sosyal-Demokrat Parti (SPD) sözcülerinden Gerhard Weisskircher, Kürt sorununun AB-Türkiye müzakere sürecinde çözüme kavuşturulacağını ifade etti, "Görüşmeler başlayınca iki tarafa çatışmalara son verme çağrısı yapılacak. Türkiye'nin azınlık politikası müzakerelerin merkezine konulacak" dedi. * Rus "Nezavissimaya" gazetesi Kremlin'in üst düzey bir yetkilisine dayandırdığı yorumhaberde, Rusya'nın köklü bir politika değişikliğine giderek eski Sovyet nüfuz alanını Batı'ya terketmeye hazırlandığını duyurdu. Onu ikinci haber izledi: Rusya, Avrupa'ya göndereceği doğalgaz için Ukrayna ve Polonya'yı bypass edecek boru hattı inşasına başlıyor. Sonra üçüncü haber: Tarihin ilk Rus-Çin ortak tatbikatının ardından Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov, "Moskova-Pekin askeri işbirliğinin Asya'da barışın güvencesi olacağını" açıkladı. Kremlin kaynakları da Asya'yı ABD askeri himayesine sokmamaya kararlı olduklarını kaydettiler.
Yalta öldü, sırada ne var? Bütün bunlar ne anlama geliyor? Ortak paydaları ne olabilir? Sondan başlayalım: Rusya askeri ve stratejik açıdan Avrupa'dan çekiliyor. Böylece ABD ile Sovyetler Birliği'nin dünyayı paylaştıkları 60 yıllık Yalta Anlaşması'nın son sayfaları da yırtılıyor. Rusya tekrar süper güç olmanın kaynaklarını ve imkânlarını artık Asya'da arayacak. Ancak Yalta'nın yırtılan her sayfası, depreme yol açtı, parçalanma getirdi. Çekoslavakya, Moldova, Gürcistan. En önemlisi de Yugoslavya. Yalta Anlaşması, Ortadoğu'da 1916 Mayıs'ında dönemin büyük güçleri İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı mirasını paylaştıkları Sykes-Picot Anlaşması'nın ve onunla çizilen sınırların geçerliliğini korunmasını da öngörüyordu. Yalta yırtılınca, Sykes-Picot kalabilir mi? İşte Demirel bunu anlatmaya çalışıyor. Sykes-Picot'un arşive gönderilmesi demek, Lozan Anlaşması'nın ve onun tamamlayıcısı olan 1926 tarihli Ankara Anlaşması'nın masaya getirilmesinin zeminini hazırlamak demek. Kimbilir, belki ardından TürkiyeSuriye sınırını çizen 1921 tarihli Ankara İtilafnamesi'nin de... Barzani boşuna umutlanmıyor. Sünniler, boşuna "Federalizm Irak'ı iç savaşa götürecek ve parçalayacak" diye feryat etmiyor. Kahire ve Amman'daki stratejik araştırmalar merkezleri boşuna Irak'taki federalizmin hızla tüm bölgeyi etkileyeceği raporları hazırlamıyor. Yugoslavya'nın parçalanmasının mimarı olan Almanya'nın iktidar partisi sözcüsünün açıklamalarını, özellikle de ikinci cümlesini bir de bu perspektiften okuyun. Ne demek istiyor dersiniz?
|