  |
|
Erdoğan'ı eleştirmede ihlas ve iflas
İç ve dış basında Erdoğan'la ilgili eskisi kadar iltifatçı yayınlar göremiyor, 'parıltısını yitirdiği'ne dair yorumlarla karşılaşıyor ve neredeyse umut kesmişçesine eleştirilerin tırmandığını izliyoruz. Böyle olunca ister istemez siz de 'birileri düğmeye mi bastı' diye soru sorup kendince açılım (?) getirenlere kulak kabartırsınız. Hele iktidara ve başbakana övgü yarışına çıkıldığı günlerde yer yer keskince eleştirilerde bulunmuş biri iseniz belirtilere daha şüpheci bir gözle yaklaşırsınız. Bir de, Allah saklasıniktisadi hayatla ilgili yapay veya doğal bazı kaygılar öne çıkmaya başlamışsa evhama kapılmanız işten değildir. Bu şartlarda Erdoğan ve iktidarı aleyhine bir kampanyanın eşiğinde olup olmadığımızı nasıl kestireceğiz? Huzurlu bir yürekle çıkıp da ' düğme filan yok, başbakan ve hükümet hak ettikleri için eleştiriler tırmanıyor' diyebilir misiniz? Onca keskin tenkitlerime rağmen şahsen bunu söyleyemiyorum. Ancak bu takdirde de mefhumu muhalifi ile 'öyleyse hükümet ve iktidar eleştirileri hak etmiyor' demeye getirdiğimi söyleyecek olanları da şiddetle reddederim. Mesele şudur: Düne kadar iç ve dış basında gördüğümüz övgüler ve yağcılıklar nasıl doğal değil idiyse, şimdiki eleştiri patlaması da o derece yapaylık hissi uyandırıyor. Kısacası tam ölçülerini yitirmiş toplumlara özgü uçukluğun tekrarını yaşıyoruz. Överken de, yererken de sınır tanımıyor; dün kurtarıcı ilan ettiğimiz kişiyi bugün batırıcı diye tereddütsüz mahkum edebiliyoruz. Her şeye rağmen şu sıra tırmanan eleştirileri, 'kampanya' belirtilerine rağmen 'düğmeye basıldığı' anlamına almak istemiyorum. Çünkü o zaman ufukta yeni iktisadi bunalım var demektir ki, bu da tuzu kuru 30 bin Türkiye vatandaşı hariç hepimiz için yeni ve ağır bir felakettir! Erdoğan isterse benim düne kadar yönelttiğim eleştirilerden bin kat daha ağırını hak etsin, şu an memleketin selameti adına, milli çıkarlar çizgisinde başarılı olması için kendisinin ve kadrosunun dünyalık hevesleri ile çok ciddi ve derin bir mücadeleye girişmesine duacıyım. ('Dünyalık hevesler' deyimi sadece 'akçeli işler' anlamında değildir.)
|