  |
|
İSMEK'ten pis kokular geliyor
Türkiye'nin, özellikle de belediyelerin en kritik konusu ihalelerdir. AB sürecine girmemize ve şeffaflaşma özlemimize rağmen ne yazık ki bu konuda hiçbir kurum üzerine düşeni tam olarak yerine getirmiyor. Öyle ki, Kamu İhale Kurumu'nun varlığı neredeyse işlevsiz hale dönüştü. Söz konusu kurum, bir belediyenin yaptığı ihaleyi kurallara uymadığı gerekçesiyle durduruyor ama ne yazık ki değişen bir şey olmuyor. O ihale bir biçimde yine istenen kişiye veriliyor. Peki bu Kamu İhale Kurumu niçin var? Bu soruları ve kaygıları durduk yerde söylemiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İSMEK ihalesi tam da bu durumu anlatıyor. Geçtiğimiz günlerde bu kurumun eğitim ihalesini gündeme getirmiş ve şu soruyu sormuştuk: "Kamu İhale Kurumu'nun durdurduğu ihale, neden Merkez Medya adlı şirkete verildi?" Sorumuza Büyükşehir Belediyesi adına Genel Sekreter Yardımcısı Muammer Erol cevap verdi: "İşin devam etmesi gerekiyordu. Öngörülemeyen bir durumun ortaya çıkması gerekçesiyle, kanunun 21B maddesinden yeni bir ihale yaptık..." Peki bu cevap gerçeği yansıtıyor mu? Gelin ihalenin öyküsünü başından anlatalım... Geçtiğimiz yılın ekim ayında İSMEK'in eğitim işleri ihalesi gündeme gelir. Önce Büyükşehir'in alanı genişlediği için yeni beldelere ait iş ihale edilir. Tam 33 yer davetiye usulüyle ihaleye çıkar . Gerekçe "acil ihtiyaç." Nedir acil olan? Biçki dikiş nakış eğitimi... Çocuk oyuncağı değil tam 4.5 trilyon değerinde bir ihale. Sonra sıra büyük ihaleye gelir. Ekim ayının ortalarında asıl iş için ihale şartnamesi hazırlanır ve askıya çıkar. Herkese açık bir ihale şartnamesidir söz konusu olan. Ancak 'açık ihale' bizim neyimize. Hemen müdahale edilir ve 26 Ekim 2004'te bir zeyilname (yenileme) yayınlanır. İhale şartları 'özel' hale getirilir ve adeta bir şirket tarif edilir. Şöyle denir: "İstenen personel sayısının yüzde 35 kadarı (281 kişi) 120 gün kesintisiz olarak personel çalıştırıldığına dair 4 aylık sigorta prim bordrosu ibraz edilmelidir." Aslında işi kim alırsa alsın mevcut elemanlarla yapıyor. Sonra ne oldu? Eğitim işi 5 Ocak 2005'te ihaleye çıktı. İhaleye, Kanal 7'ye yakınlığıyla tanınan Merkez Medya ve Yıldızlar firması girdi... Merkez Medya 8.270 trilyon, Yıldızlar ise 6.450 trilyon fiyat vermişti. İşte Yıldızlar'ın bu fiyatı ve girişi bütün hesapları alt üst etti. Bu süreçten sonra idarenin bir karar vermesi beklendi. 1820 gün geçti ses çıkmadı. Yıldızlar firması adına Veli Yıldızlar, bundan sonrasını şöyle anlatıyor: "Haber çıkmayınca biz de Kamu İhale Kurumu'na başvurduk. Yapılan incelemede rekabete açık olmadığına karar verildi ve ihale durduruldu." Peki Büyükşehir Belediyesi ne yaptı? Bu 'durdurma'yı takmadı. Veli Yıldızlar anlatıyor: "İdare, Kamu İhale Kurumu incelemeye aldığı aşamada, davetiye usulüyle işi vermek için birilerini çağırdı . Çağrılması gereken firmalardan biri de bizdik. 1 trilyon daha düşük bir fiyat vermişiz, hakikaten kamu menfaatinden söz ediliyorsa bizi çağırmaları gerekiyordu. İdare acil alım yapmış ve Merkez Medya'ya vermişler. İlan etmediler, açıklamadılar. Kamuya ilan edilmesi için de başvuruda bulunacağız." Büyükşehir belediye yönetimi bunu nasıl içine sindiriyor? Hani saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenirlik, kamuoyu denetimi? İşin doğrusu birçok kurumdan çevreye yayılan 'pis kokular' beni rahatsız ediyor, ya sizi?
Düzeltme: Daha önceki yazımda Rey Ajans'ın sahibi olarak belirttiğim Akif Aksoy'un şirket ortaklığından 9 Kasım 2004'te ayrıldığını öğrendim. Düzeltir, özür dilerim.
|