 |  |
  |
|
Tavukların psikolojisi
Son bombayı bizim Ahmet Örs patlattı, SABAH'ın Pazar ilavesindeki yazısında, Erman Toroğlu'nun başlattığı tavuk tartışmasına yeni bir boyut getirdi. "Tavukların psikolojisi bozuldu" diye yazdı sevgili meslektaşımız. Ahmet Örs, Türkiye'nin seçkin lezzet ustalarındandır, söylediğine kulak vermek gerekir. Tavukların psikolojisinin bozulup bozulmadığı meselesine, "Tavuğun psikolojisi olur mu kardeşim" şeklinde bir itirazda bulunmayı düşünmüyorum. Fakat istenirse mesele bu açıdan da ele alınabilir pekala. Sanırım, hayli eğlendirici ve ucu bucağı bulunmayacak bir tartışma platformu da yaratılmış olur. Tavukların psikolojisi var mıdır; varsa eğer, bozulup bozulmadığı nasıl anlaşılır; psikolojisi bozulan tavuk nasıl davranır; stresli tavuk ile stressiz tavuk arasındaki fark nedir; tavuk kaynar suda haşlandığı zaman mı, yoksa kızartıldığı zaman mı stresini daha çabuk atar; pişirilmiş yahut kızartılmış tavuktaki stres kalıntısı insana geçer mi; geçerse nasıl geçer; bir tavuğun psikolojisinin bozulmaması için hangi önlemlerin alınması gerekir, falan filan... Emin olun böyle bir tartışma, medyada sürdürülen bir sürü politik ve ekonomik tartışmadan daha doyurucu ve eğlendirici olacaktır. Ama bu stres meselesinin daha sonra nerelere uzanacağı da kuşkuludur. Kuzuların, koyunların ve büyük baş hayvanlarının psikolojisi de tartışılmaya muhtaç hale gelecektir belki de... Ben genel olarak şöyle düşünüyorum: İnsanoğlu'nun gerek kendi türüne gerekse başka türlere reva gördüğü muamele ve oluşturduğu çevre ve yaşam koşulları, yerkürede varlığını sürdüren hiçbir türde sağlık ve afiyet bırakmadı. Ahmet Örs, haksız değil yani.
|