Kaçak inşaatlarını, hem de Boğaz'ın en görünen bölgesinde, Anayasa, Yasa, Kural tanımadan yapan, Reina'da inşa ettiği kaçak duvarın yıkılmasıyla, altında kalan üç kişinin ölümüne sebep olan, açılan davadan tek gün tutuklu kalmadan kurtulan, bu arada, bir Yargıtay Yargıcına rüşvet verdiği iddiası ile bir davaya daha muhatap olan, yargıç tutuklanırken, gene bir gün bile gözaltında kalmadan sıyıran, Galatasaray'ın Adası'nı Suada yapan, Ada'yı, Anayasa'yı ihlal ederek büyüten, kapalı bölümlerini, Boğaziçi İmar Yasası'nı hiçe sayarak, milyonların gözü önünde kat kat büyüten, sözleşmesi bittiği halde, Derin Galatasaray'ın müdahalesiyle, Galatasaray Başkan ve Divan Başkanı'nın avukatlığında, eleştirilmesi dahi önlenerek, işgali hâlâ sürdüren bir adam var, bilirsiniz..
Mehmet Koçarslan!.
Bir terör saldırısına uğrayınca kapanan Reina'nın ne olacağı merak edilirken, Koçarslan namındaki bu zat son günlerde çevresine "Yakında yeniden açıyorum" diyordu.
Oysa Reina'nın mülkünü Ferit Şahenk almıştı. Şahenk, son yıllarda, kafe, bar, restoran, eğlence yeri işine girmişti ve Reina'yı kendisi işletmek üzere satın almıştı.
"Nerden çıktı şimdi, fuzuli işgalci, Boğaz Öngörünüm bölgesinde kaçak inşaatçı adamın, Reina'yı yeniden açması" derken ben, dün sabah gazetemi açtım ki, bir haber..
"Reina 45 dakikada yıkıldı!."
Sabah erken saatlerde başlayan kaçak loca ve diğer bahçe bölümleri yıkımı hızla sürmüş, bir saat bile olmadan, "Kulübün çok küçük bir kısmı"nın ayakta kaldığı görülmüştü.
Kalanın çok küçük olması, kaçak kısmın ne kadar büyük olduğunu da gösteriyordu.
Şimdi benim Kadir Topbaş'a bir sorularım var?.
1- Reina'da kaçak inşaat yapıldığı Boğaziçi İmar tarafından kaç yılında tespit edildi?
2- Neden hemen yıkıma girişilmedi de, yıllar süreceği bilindiği halde, mahkemeye verilmekle yetinildi?.
3- Reina belediyeniz tarafından kaç defa mühürlendi?. İşgalci kaç defa mührü kırarak, yani devlete kafa tutarak, işine devam etti?. Siz niye seyirci kaldınız?.
4- Ayni işgalcinin Suada'yı hem açık, hem kapalı alan olarak büyüttüğünü, böylece hem Anayasa'yı, hem İmar Yasası'nı ihlal ettiğini belediyeniz kaç yılında tespit etti?.
5- Neden hemen yıkıma girişilmedi de, yıllar süreceği bilindiği halde, aynen Reina gibi mahkemeye verilmekle yetinildi?.
Oysa Boğaz öngörünüm bölgesinde bir gazetecinin bahçesine arabasını çektiği köşenin üzerine çektiği birkaç metrekarelik tahta yağmurluk gibi şey, hem de yıkma ekiplerinin peşine TV kameraları takılarak yıktırılmıştı.
Bu perhiz ve lahana turşusu ayrımı, işgalci lehine, hem de iki önemli yerde, hem de yıllarca neden yapıldı?.
6- Ada'ya koyduğunuz mühür kaç defa söküldü ve Ada tek gün aksamadan haksız kazancına nasıl devam etti?. Devlete meydan okumaya bir kez daha neden seyirci kaldınız?.
7- Galatasaray kulübü yönetiminin, Ada, işgalcide kalsın diye tüm uzatma çalışmalarına rağmen, Danıştay'ın "Yıkım kararını onaylaması ve Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek'in 'Karar Düzeltme' isteğini de reddetmesi"yle, 21 Şubat 2017'de, yıkım kesinleşti. Bugün 24 Mayıs 2017.. Yani yıkım kararından bu yana tamı tamına 3 ay geçti..
Reina bile yıkılırken Ada neden hâlâ dokunulmaz duruyor?.
8- Ada'yı kim yıkacak?. Kimin talimatı ile yıkacak?. Ne zaman yıkacak?.
Reina'yı siz yıktığınıza göre cevap belli.. Peki Ada niye hâlâ, Boğaz'ın içinde bir çirkinlik anıtı olarak duruyor?. Bir talimat da orası için mi bekliyorsunuz?.
9- Reina'yı mekânın sahibi Ferit Şahenk geri istiyordu, yıktınız. Ada'yı, mekânın sahibi Galatasaray kulübü adına, Başkanı ve yönetimi her nedense(!), işgalci de bırakmak istiyor.
Onun için mi siz de üç aydır görmezden geliyorsunuz?.
10- İstanbul'u siz mi yönetiyorsunuz, patronlar mı?.
Çok acele cevap bekliyorum Kadir Topbaş Başkanım.. Benim, İstanbul halkının vergileri ile maaş alan ve onlarca adam çalıştıran "Halkla İlişkiler Başkanlığınız bir zahmet etsin de, bu soruların yanıtlarını yazılı olarak bana yollasın, bu köşede aynen yayınlayayım!.