Donizetti Klasik Müzik Ödülleri'nden söz ediyorum. İki inançlı adam sayesinde doğan ve yaşatılıp geleneksel hale getirilen Donizetti Gecesinden..
Biri Serhan Bali'ydi. Bu ülkede en popüler dergiler bile minnacık tirajlarla yaşamaya çalışırken, Klasik Müzik gibi bir konuyla ilgili dergi çıkarmak, nasıl bir inanç ve idealdir.. Üstelik böyle bir derginin reklam alma şansı da pek yoktur!.
İkincisi Ahmet Misbah Demircan!. Beyoğlu Belediye Başkanı. Böyle bir geceye ev sahibi gibi sponsor olmak, yıllarca?. Söyler misiniz kaç oy getirir?.
Ama her şey para, her şey oy için yapılmaz.. Hele de sanat!.
Bu iki adamı alkışladım önceki gün.. O güzel günü, sayfamın yarısını ayırarak anlattım.
Şimdi o güzel günün, gelecekte "En Güzel" olması için eleştirilerim var. Onları sıralayacağım..
***
Önce Ahmet Misbah Demircan kardeşime..
Sevgili Başkan,
O gece bir şey, başından sonuna beni rahatsız etti.
Ben kokteyllerden hoşlanmam.. O saatte gelmedim. Ödül töreni başlamak üzereyken binaya girdim. Beni hemen gönüllüler karşıladılar.. Getirdiler, en ön sıraya, sizin yanınıza oturttular. Yerime otururken gördüm ki, Meriç Sümen hemen arkamda..
Ben en önde, Meriç Sümen, Türk Kültürünün, sanatının gelmiş geçmiş en büyük devlerinden, daha Türk Balesi Madam Ninette de Valois kurulurken olağanüstü doğuşu ile dünyayı büyüleyen, o efsane Bolşoy Balesi'nde baş rol dans eden ilk Türk değil, ilk "Yabancı" balerin olan, Meriç Sümen benim arkamda oturursa, ben nasıl sıkılmam, utanmam?.
Meriç Sümen bu ülkenin bir anıtı!. Ben kimim yahu?..
Meriçler, Leylalar, Yıldızlar olmasaydı ben "Ben" olur muydum?. Olabilir miydim?.
Bunu yıllar önce de yazmıştım. Afife Ödülleri'nde beni alıp en öne oturttular. Az sonra Yıldız Hanım girdi, salona.. Önümden geçirip, arkaya götürdüler, merdivenlerden tırmandırdılar ve onuncu sıraya oturttular.. "Yer yarılsa da, yerin dibine girsem" demiştim o gece de..
Şimdi böylesi geceleri organize eden herkese söylüyorum..
Bir sanat gecesinde, protokolün bir numaralı yeri "Sanatçı"nın olmalıdır.
Önce o gecenin değerini katılımları ile katlayan sanatçılar.. Anıtlarımız.. Sonra o gece ödül alacaklar.. Ondan sonrası, onlardan sonra..
Oscar gecelerini hatırlayın.. Ön sıralarda sinema sanatçılarından başkasını gördüğünüzü hatırlıyor musunuz?.
İkincisi Sevgili Başkan,
Koç Müzesi böylesi bir gece için iyi bir seçim değil. Bir defa akustiği yok.. İkincisi, üç saat süren gece için oturacağınız rahat koltuklar yok. Yan yana dizilmiş kiralık sandalyelerle bu iş olmaz. Salonun yarısı sona doğru kaçtı. Niye?. Baş sebep o eğri büğrü sandalyelere tıkış tıkış doldurulmuş insanlar sıkıldılar, ağrılar içinde kaldılar.. Sağımdaki ve solumdakiyle kucak kucağaydım nerdeyse. Yanımdaki kalktı da, bir buçuk sandalyede rahatladım biraz..
Klasik müzikte hele, izleyici yaş ortalaması, orta yaşı geçer. O zaman onu üç saat en rahat şekilde oturtacaksın. O da Koç Müzesi'nde olmaz.
Nerde olur?.
Senin eserin sayılır!.. Grand Pera Kültür Merkezi'ndeki o harika Emek salonunda.. Beyoğlu'nun, yani İstanbul'un göbeğinde. Ulaşım kolay.. Kulisler geniş.. İstediğin kokteyli ver.. Salonda yerleşim de, akustik de mükemmel..
Böyle bir harika yer dururken Başkan, başka bir yerde yapmayı nasıl düşünürsün?.
8. Donizetti Ödülleri, Grand Pera Emek'te yapılmalı mutlak!.