Dünyanın, özellikle Orta Doğu'nun bugünkü durumu yüzünden, Türkiye'yi fevkalade yakından ilgilendiren bir seçim oldu, Süper Güç Amerika Birleşik Devletleri'nde..
Peki, bu seçimde kimin kazanması Türkiye için daha iyi olur?.
Medyamız bu konuyu bugüne dek pek ciddiye almadı..
İki şey söylendi geçildi..
"Clinton, Fethullah Gülen'den bağış aldı.."
"Trump'ın kazanmasını Putin çok istiyor. Çünkü Trump Rusya ile dostluk istiyor.."
Bu ikisine yüzeysel bakınca "O zaman Trump kazansın" diyebiliriz.
Peki ama, gerçek öyle mi?.
Bu yazıyı yazmadan önce biraz ders çalıştım. Bugüne dek hep, Obama/ Clinton yanlısı New York Times'dan takip etmiştim. Bu defa Amerikan seçimlerine tıpkı kendi ülkesindekiler gibi tarafsız bakan BBC neler diyor, okudum.
"Trump da, Clinton da, seçim kampanyaları boyunca dış politikaya fazla eğilmediler ve Türkiye'den hemen hiç söz etmediler" diyor onlar.. Diyorlar da, Türkiye- Amerika ilişkilerinde önemli unsurlara bakışlarını anlatıyorlar.
***
BBC "Seçilecek liderin Türkiye politikasını belirleyecek en önemli unsur Suriye" diyor ve ekliyor.
"Suriye konusunda Clinton, Türkiye'ye daha yakın.."
Neden?.
Çünkü Trump, Amerika'nın Orta Doğu'da rejim değişikliği gerektiren askeri, ekonomik müdahalelerine karşı.
Trump Irak savaşına da, Clinton'ın dışişleri bakanlığı sırasındaki, Libya Müdahalesine de karşı çıkmıştı.
Şimdi de IŞİD'le mücadelenin sürmesini istiyor ama, Suriye'de çözümü Esad rejimini destekleyen Ruslarla işbirliği yapmakta görüyor.
Clinton ise Suriye'de aktif olma ve etkin müdahale etmeden yana. Suriye muhaliflerine destek verme eğilimli. Rusya ve Esad'a karşı koymak için Uçuşa Yasak Bölgeler istiyor. Bunlar da aynen Türk tezi..
Yani, konu Suriye Rejimi, Esad ve Muhalifler olunca, Clinton Türkiye'nin yanında..
Amerika'nın Orta Doğu uzmanı ünlü bilim adamlarından Prof. Joshua Landis,
"Trump, Orta Doğu'da Erdoğan gibi güçlü liderleri destekliyor. 'Orta Doğu sorunu güçlü liderlerle çözülür' diyor ama, IŞİD'e karşı Rusya'yla çalışmak istiyor.. Bu da Esad rejimini yok etmek isteyen Türkiye tezi ile taban tabana zıt" diyor.
BBC, Trump'ın bu yaz New York Times'a verdiği röportajda söylediklerini de hatırlatıyor..
"Trump 'Ben Kürtlerin (IŞİD'e karşı savaşan Irak ve Suriye Kürtlerinden söz ediyor) büyük hayranıyım' demiş, 'Ama Erdoğan değil' diye itiraz eden gazeteciye de 'İdeali, onların hepsini bir araya getirmek olur. Türkiye'yle potansiyel olarak çok başarılı bir ilişkimizin olabileceğini düşünüyorum. Ve ikisini bir şekilde bir araya toplamak gerçekten harika olacaktır' cevabını vermişti."
***
BBC'ye göre Türklerin dikkat ettiği ikinci unsur, Fethullah Gülen.
Her iki aday da, bu konuda bir açıklama yapmadı. Kararı yargının vereceğini ima ettiler. Uzmanlar bu sürecin en az iki yıl alacağını söylüyorlar.
***
BBC "Trump, seçim kampanyası boyunca savunduğu politikalarla dünya Müslümanlarını hayli rencide etti. Dünya Müslümanlarının önemli liderlerinden Erdoğan, onun başkan seçilmesi durumunda eleştirel davranabilir" diyor ve ekliyor..
"Ne var ki Trump da, Clinton'ın Erdoğan'a yönelik 'Giderek otoriterleşiyor' eleştirilerine katılmıyor. Çünkü o, Orta Doğu'da çözümün 'Güçlü' liderlerden geçtiğine inanıyor." diyor.
***
Yani, tarafsız BBC yorumcularına göre, "Amerika Başkan Seçimleri ve Türkiye İlişkisi" en az Orta Doğu kadar karışık..
Bana sorarsanız, 40 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum..
Kim seçilirse seçilsin, durum fazla farklı olmaz. Amerikan politikasında hep gördük. Seçim kampanyalarında neler söylenir. Seçilince hepsi unutulur. Amerikan Devlet Politikası uygulanmaya devam eder.. Siz buna
"Derin devlet" de diyebilirsiniz..
Bugün "Daha az kötü olanı seçme" durumunda kalan Amerika seçmenini, Clinton'a iten gerçek sebep de bu..
"Clinton gelirse, geldiği gibi gider.. Ama Trump çılgın. Ülkeyi ve dünyayı felakete sürükleyebilir."