Öncelikle İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya teşekkürler.. Salı öğle üzeri geçtiğim Paper Moon önü bu defa tertemizdi. Bunca yıldır, oradaki "Çapraz Kırmızı" yani "Durmak, duraklamak yasaktır" levhasının altında hem de duble park etmiş de luxe arabalar ve taksilerden iz yoktu. İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve Trafik Müdürü, ne zamandır süren mücadeleme "Gık" demeyince, salı günü doğrudan İçişleri Bakanı'na hitap ettim ve bu defa sonuç hemen geldi. Değil duble, tek sıra park bile yoktu. Trafik anarşistleri, "Ben devlet tanımam" diyen Paper Mooncular gitmiş, devlet ortaya çıkmıştı.
Peki Hürriyet'e niye ithaf!..
Bakın onlara sorarsanız, onlar gazeteci.. Onlar halkın yanında.. Biz yandaşız.. Geçen gün ad vererek Sabah'ı itham ediyorlardı.. "Hürriyet'teki fikir zenginliğini dikkate almadan, hepimizi ayni kaba koyuyorlar" diye.. Peki siz farkında mısınız? Kendiniz, Sabah'taki fikir zenginliğinin.. Bu bir..
İkincisi..
Siz ne biçim halkın yanındasınız ki, yandaş Sabah yazarı hem de, hükümetin valisi, emniyet müdürü ve trafik müdürünü en ağır şekilde eleştirirken, göz yumdunuz.. "Yahu, bunlar İstanbul halkı için savaşıyor" deyip destek olmak, bir tekinizin aklından geçmedi. Geçti de.. Hemen her köşe yazarınız Paper Moon müdavimi.. O de luxe arabaların sahipleri arkadaşlarınız.. Onlar taciz edilir mi hiç?.
Oysa salı sabahı yayımladığım resimde plakası kabak gibi okunan araba, benim hayattaki en sevdiğim dostlarımdan birine aitti. Ercan hatta uyardı beni.. "Hıncal Bey bu araba, falanca ağabeyin" diye.. Güldüm.. Ben bu sütunda kimseyi kayırmadım bugüne dek.. Babamdan aldığım terbiye, M. Ali ağabeyimden öğrendiğim meslek ahlakı bunu gerektiriyor.
Şimdi bu "Temizlenmiş Paper Moon Önü" resmi, tek başına bir "Yandaş" yazarın zaferidir, vatandaş için kalem oynatmayan Hürriyetçiler..