SABAH'TAN MEKTUP
Türk medyasındaki değişim epeyce süredir beni kaygılandırıyor.
Kaygımın nedeni sadece kalite düşüşü değil. Onun kadar, hatta ondan da önemlisi pusulanın yitirilmiş olması.
Pusula birçok kriteri içeriyor. Öncelikle sağduyu.
Sonra kamuoyunu sadece aydınlatma değil, sadece yönlendirme değil, onlardan da önce bilinçlendirme görevi.
Daha sonra deontoloji. Yani, mesleğin çoğunluğu yazılı olmayan, yüzyılların birikimi ve deneyimiyle oluşmuş ahlaki değerler ve etik kurallar demeti.
***
Çağlayan Adliyesi'ne terör baskınında başta bazı önemli gazeteler olmak üzere medyanın ciddi bir bölümünün sergilediği sorumsuzluk, vicdansızlık, duyarsızlık, hatta kötü niyet, yukarıda saydığım kriterlerin ne kadar kolaylıkla ayaklar altına alınabildiğini gösterdi.
Bir zamanlar merkez medyanın omurgalarından olan bir gazetemizin gri bölgelere, hatta radikal uçlara kayabildiğini dehşetle gözledik.
Bedelini, şehit savcının cenaze töreninde akredite edilmemekle ödedi.
Sanırım, o gazetenin tarihinde ilk kez böyle bir şey başına geldi.
Bir başka deyişle, o gazeteyi hazırlayan kadrolar, gazetenin 66 yıllık tarihine torunlarının bile utanacağı bir kara sayfa eklediler.
Yazıklar olsun.
Logolarındaki Türk Bayrağı'nı yarıya indirseler yeridir.
***
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...