Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Latin Amerika yolunda, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Haziran seçimlerinin, başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçim olacağı vurgusunu yapan Erdoğan, Paralel Yapı'yla mücadele ve gündeme ilişkin diğer konularda çarpıcı mesajlar Verdi. İşte Erdoğan'ın sözlerinden bazı satır başları:
"Hakan Fidan'ın istifasını doğru bulmuyorum" dediniz. Daha detaylı bilgi vermeniz mümkün mü?
MİT sıradan bir kurum değildir. Sıradan bir insanı da kolay kolay getiremeyiz oraya. Nitekim ben oraya son derece güvenilen, hatta sır küpüm olarak görebileceğim birini getirmiştim. Daha öncesinde söz konusu arkadaşı özel temsilci olarak görevlendirdiğim anlar da olmuştu. Dolayısıyla bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak gibi planları olabilir. Ya da ona bazı vaatlerde bulunulmuş olabilirler, bilemem. Ama ben kendisine açık ve net olarak "Ayrılmanı doğru bulmuyorum" dedim. Siz gidersiniz yerinize bir başkası gelir, o ayrı mesele. Bunu normal bir memuriyet olarak görebilirsiniz. Ama bu öyle bir makam değil.
KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ
Fakat kendileri artık yorulduklarını söyleyerek maalesef böyle bir adımı attılar. Bundan sonraki süreç Sayın Başbakan'a ait. Sayın Başbakan teklif yapar. Biz de onar ya da onamayız. Kimin geleceği çok önemli çünkü bizim Paralel Yapı ile mücadele esnasında neler yaşadığımız ortada. Böyle bir ortamda böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmayı ben asla doğru bulmam.
Bu süreçte sıkıntı olur mu?
Yok, ne sıkıntı olacak. Her zaman söylüyorum. Tek kişi dahi kalsam ben bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürürüm.
Kılıçdaroğlu'nun bazı açıklamaları olmuştu, "Başbakanlık'ta boşluk var, orayı dolduracak, o yüzden istifa etti" gibi.
Sen mevcut Başbakan'ın gidip gitmeyeceğiyle ilgileneceğine kendine bak. Başbakanlık gibi bir derdi yok. Ben başbakan olabilir miyim bunu düşünmüyor, Davutoğlu üzerinden politika üretmeye kalkıyor.
YAKINDA BELGESELLERİ ÇEKİLİR
New York Times'taki Fethullah Gülen imzalı yazıyı biliyorsunuz. Daha sonra Temsilciler Meclisi'nden 88 kişinin imzası olan bir mektup gönderildi Kerry'ye. Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığı gibi bir içerik taşıyordu bu mektup. Artık bunun lobi oluşturmayı da geçtiği gibi bir görüntü çıkıyor ortaya...
Amerika-Türkiye Dostluk Grubu milletvekillerimizin Sayın Kerry'ye bu mektuba yönelik bir karşı yazısı olacak. Gerek o yazıyla ilgili gerek seçim kampanyalarında partilere yapılan bağışlar vs. ile ilgili bilgiler geliyor. Nereden nereye nasıl kaynaklar aktarıldığı noktasında da keza bilgiler geliyor. Öyle sanıyorum ki bunlar yarın kitaplar, belgeseller haline gelecek ve uluslararası siyaset camiasını sarsacak nitelikle şeyler ortaya çıkacak. Bakın bu sabah 21 kişilik bir operasyon yapıldı. Bu operasyonun liste başında kim var? Fethullah Gülen. Alt sıralarda da malum alınan isimler var. Bunlarla ilgili adımı emniyet-yargı müşterek olarak sürdürüyor.
ÜLKE İMAMLARI DA ÇIKACAK
Artık iş derinleştirilmeye başladı. Derinleştikçe daha başka şeyler de ortaya çıkacak. Türkiye'deki şehir imamları açıklandı ve bunların hepsi birden kaçıverdi. Yakında belki de ülkelerin imamları açıklanacak. Ülkelerin imamlarının açıklanmasıyla birlikte uluslararası camiada bakalım neler olacak. Ben geçen gün Mali Cumhurbaşkanı'na bunu açıkladım. Mali Cumhurbaşkanı hiç tereddütsüz, "Türkiye Cumhuriyeti'ne ters hareket eden kim varsa bize ters hareket etmiş olur dedi.
BUNLAR ARAZİNİN RENGİNE UYAR
Bu Milli Güvenlik Kurulu kararı haline geldi, bunun ülke için bir tehdit olduğu kanaati ortaya çıktı, buna rağmen bu tehditle mücadelede sizin bir endişeniz mi var ki, "Ben yalnız başıma kalsam bile mücadele edeceğim" diyorsunuz?
Ben kendi hassasiyetimi ortaya koyuyorum. Ve hükümetten, tüm kurumlardan bu hassasiyeti bekliyorum. Hükümet gerekli adımları attı. Nisan ya da mayısta yayımlanacak MGK Ulusal Güvenlik Siyaset Belgesi'nin içine bu girmiş olacak. Bu aynı zamanda yargının elinde de önemli bir dayanak olacak. Buna ne kadar önem verdiğimi ifade etmek için böyle diyorum. Bugün PKK terör örgütü bile uluslararası camiada bunların Türkiye'ye verdiği zararı vermemiştir. Uluslararası parlamentolarda, devlet başkanlarıyla, şunlarla bunlarla kirli ilişkiler içine girerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kötüleme gayreti içindeler. Bunlar arazinin rengi neyse rahatlıkla uyabiliyor.
PARTİ TABANI BAŞKANLIK DİYOR
'Başkanlık tartışılsın' dediniz ama nasıl bir başkanlık tartışılması gerekiyor? Muhalefet bırakın tartışılmasını konuşulsun dahi istemiyor. Sizin hayalinizde nasıl bir başkanlık var?
Biz başkanlık çalışmasını aslında yaptık. Hatırlayın bir önceki dönemde benim başbakan olduğum sırada çalışmaları yapmış hatta Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na göndermiştik. Bizim için ekonominin ve demokrasinin atbaşı gittiği bir sistemdir başkanlık sistemi. 'Başkanlık sisteminin denetim mekanizmasını kaldırdığı' yalanını da söylüyorlar. Olabilir mi böyle bir şey. Aksine denetimin daha da arttığı bir sistemdir. Yeni anayasa içinde başkanlık mutlaka yerini almalıdır. Çözüm süreci yerini almalıdır. Demokrasi paketleri yerini almalıdır.
Bu seçim yeni anayasa ve başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçim mi olacak? Vatandaş bu seçimi böyle mi görmeli?
Evet. Aynen öyle olacak. Sayın Başbakan da böyle söylüyor. Bunun oylanacağı bir seçim olacak.
AK Parti seçmeni ne düşünüyor başkanlık sistemi hakkında?
Kamuoyu araştırmalarına bakıldığında tabanın elbetteki yüzde yüz evet demesi söz konusu değil. Ama kahir ekseriyet evet diyor.. Bu seçim Türkiye açısından kırılma dönemini yaşayacak... Muhalefetin başkanlığa karşı olmasının nedeni başkanlık olursa sadece 2 güçlü parti olacak. Bundan korkuyorlar.
HDP'NİN ALTERNATİF MECLİS ÇIKIŞI·
HDP tarafından "Barajı aşamazsak Diyarbakır'da alternatif meclis" lafları ediliyor.
Bu süreçte bu açıklamanın Türkiye gerçekleriyle bağdaşır yanı yok. Onların Diyarbakır'a ayrı bir parlamento sözleri bir anlam ifade etmiyor. Bize kadar devlet öncelikli bir durum vardı. Bizimle millet öncelikli bir devlet oldu. Bunu engellemeye çalışırlarsa bedelini öderler. Bu illerde sadece onlara oy verenler yaşamıyor. Onlara neler neler yaptınız. Şehirde cam çerçeve indirdiniz. Bundan sonra iç güvenlik paketiyle bunları yapamayacaksınız.
CHP'YE MOLOTOF ELEŞTİRİSİ
İç güvenlik paketi çıkmazsa bu seçimleri bundan öncekiler gibi silahların gölgesinde yaparız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da. Vatandaş ne diyor. "Bizim can güvenliğimizi sağlayın ki oyumuzu güvenle kullanalım." Bakın muhalefet "Elinde molotoflarla gidenlerin önünde giderim" diyor. Ana muhalefetin başı molotof için "direnme hakkı" diyor. Yavru muhalefet de ondan geri kalmıyor. Bu tarz anlayışlarla demokrasiden, özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir. Zira böyle bir demokrasi olamaz. Bunların dördüncüsü de Paralel Yapı.
ARTÇI EKİPLERLE TEZGÂH...
Şahsımla alakalı olarak öldürmek ve benzeri hakeza, ailemle alakalı olarak da bazı tehditler söz konusu. Siz tabii korumalarınızı falan güvendiğiniz insanlar olarak görüyorsunuz ama bakıyorsunuz onların içinden de çıkıyorlar. Böcek olayında olduğu gibi. Adam kalkıyor mahkemede "Cumhurbaşkanı bana çok güvendiği için Libya'ya gönderdi" diyor. Adamı ben tanımam, bilmem. Bunu söyleyecek kadar bunlarda yalan meşrudur. Benim koruma müdürüm emri altında olan polis memurlarını tanımayacak da ben mi tanıyacağım? Bunları istediği yere yerleştirebilen, sevk ve idare eden o... Diyor ki "Başbakan'ınıza en yakın yerde olan bendim, çok severdik." İyi severdin de, bu ne? Şimdi birçok yerden öyle enteresan bilgiler gelmeye başladı ki... Artçı ekiplerde benzer tezgâhlar kurulmuş. Öncü ekipler de keza. Ama bunları birçok olayın meydana gelmesiyle tespit edebildik.
KRAL SELMAN VE MISIR
"Kral Abdullah ile Suriye konusunda aynı fikirdeydik. Ama darbe konusunda ayrıştık. Kral Selman göreve geldikten sonra attığı adımlarla inanıyorum ki 2 ülke arasındaki ilişkiler eski günlerine dönecektir. Yeni kral göreve geldikten sonra biliyorsunuz bazı görev değişiklikleri yaptı. Kral Selman'ın görevden aldığı bakanlardan biri vardı ki şahsım hakkında çok ağır hakaretler yapmıştı. Onu da görevden aldı ki bu manidardır."
RADİKAL EVANGELİSTLER GİBİLER
Bazı yazarlar bunların "Opus Dei" (İspanya'da ortaya çıkan Katolik tarikatlarından) tarikatını çağrıştıran bir yapılanma olduklarını ileri sürüyor. Aslında bunlar daha ziyade ABD'deki "Evangelist"lerin bazı radikal unsurlarını çağrıştırıyorlar. Bu Amerika'da fazla yaşamanın getirdiği bir şey de olabilir. Ama tabanları bunu bilmiyor. Tabanları bunu tamamen dini meşruiyet olarak algılıyor bunlar da o meşruiyete sarılıyorlar. Öyle şeyler var ki bulunduğumuz makam bunları söylememize müsaade etmiyor. Bunlarda bir kere "insana acıma" diye bir şey yok. Geçenlerde bir başlık atmışlardı: "Kod adı Süfyan yeri Sincan." Kimin kod adı Süfyan? Beni kastediyorlar. Beddua seansları yaptılar. Ama bumerang gibi. Onlar savurdu şimdi onlara döndü. Haziran seçimleri bu yüzden önemli.