Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İktidar isteyen CHP’lilere duyurulur

Adı cumhurbaşkanlığı da olsa tartıştığımız yeni siyasal sistem, başta ABD olmak üzere birçok ülkede uygulanan başkanlık sisteminden başka bir şey değil.
Aslında bugün dünyada yürürlükte olan bütün demokratik sistemlerin taşıyıcı kolonları aynı olsa da hiçbiri birbirine benzemiyor... Bu fark, her ülkenin kendi tarihsel deneyimini az veya çok siyasal sisteme yansıtmasından kaynaklanıyor.
Türkiye, özellikle çok partili siyasal sisteme geçtikten sonra bunu sivil iradeyle başaramadı. Ama askerler başardı. Askerler, biri 1960 diğeri 1980 darbesi olmak üzere iki kez siyasal sistemi altüst ettiler. Seçim sistemi de buna paralel olarak birkaç kez değişti. İki darbe de bugün çok tartışılan "milli irade"yi sınırlamak için yapıldı. Bugün içinden çıkılmaz hale gelen "ucube parlamenter sistem" bu darbelerin bir ürünü.
Ortaya çıkan siyasal sistem bizim kodlarımızla örtüşmediği gibi en temel beklenti olan "istikrarı" da getirmedi. Doğal olarak demokrasinin derinleşmesi, kalkınma, sosyal refah da gerçekleşmedi.
İşte buna son vermek için Türkiye 1970'lerin başından beri yeni bir siyasal sistem aradı. Son 50 yıla damgasını vuran, Özal'dan Erbakan'a, Demirel'den Türkeş'e rahmetli olmuş önemli siyasi aktörlerin hepsi bu arayışın gerekliliğine dikkat çektiler, gündeme getirdiler ama hayata geçiremediler.
Statüko güçlüydü ve kontrol edebileceği sistemin bırakın değişmesini, tartışılmasına bile izin vermedi.
Statükocular, uzun yıllar dindarların, Kürtlerin, Alevilerin yok sayılmasını bir yana bırakıyorum, daha dün gibi gelen, 2007'de "eşi başörtülü cumhurbaşkanı olamaz" diye yeri göğü inletti.
Peki, sonuç ne oldu? Neyi istemiyoruz dedilerse halk destekledi ve o gerçekleşti.
Peki, buradan bir ders çıkartılmaz mı? Özellikle CHP'nin yakın geçmişten ders çıkartmaması ülke için büyük şansızlık.
Dahası siyasal sistem değişikliğini "rejim değişikliği" olarak sunup, sonra da "kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz" diyerek vahim bir söylem geliştirdi.
O yüzden sistem üzerine bir tartışma da olmuyor. Bugün AK Parti ve MHP'nin desteğiyle Meclis'e gelen 21 maddelik sistem önerisine yönelik elbette eleştiriler, karşı çıkışlar olabilir.
AK Parti içinde de böyle düşünenler var.
Ancak şu da bir gerçek, bugün mecliste veya medyada öneriye yüksek sesle karşı çıkanların çoğu önyargıyla yaklaşıyor ve o 21 maddeyi okudukları bile şüpheli. Çünkü kimse metnin asıl önemli olan ruhundan söz etmiyor. Karşı çıkanlar, mevcut cumhurbaşkanlığı ve bakanlar kurulu mantığı üzerinden meseleye bakıyor. Oysa metin, yeni bir sistem, yeni bir hukuk anlayışı öneriyor ve milletin iradesini öne çıkartan bir ruha sahip.
Bunun anlamı da çok açık: Sosyolojik eğilimlere, halkın beklentilerine ve siyasetin dinamiklerine imkân veren bir model bu. Özellikle siyasetçilerin bir kez daha o 21 maddeyi okumasında yarar var.
Sistem, siyasetine güvenenleri, halka inananları ve sosyolojiye tepeden bakmayanları öne çıkartacak. Bu değişikliğin arkasından da zorunlu olarak seçim sistemi, siyasi partiler ve devlet memurları yasası değişecek. Böylece toplum mühendisleri, tepeden inmeciler, delege ağaları, siyaset simsarları dönemi bitecek.
Bu da başta CHP olmak üzere öneriye muhalefet edenlerin de işine yarayacak, çünkü 66 yıldır tek başına iktidar olamayan CHP bile bu sistemde iktidar şansı yakalayabilir.
Aslında başka şansı da yok. İktidar isteyen CHP'lilere duyurulur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA