Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

FETÖ iki lidere de düşman

Ankara'da Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik suikast, 21. yüzyıl başlarken, nasıl kaotik bir dünyaya doğru gittiğimizin ilk işareti. Olayın kuşkusuz birçok boyutu var. Türkiye-Rusya yakınlaşmasından Suriye'de olup bitenlere, ABDRusya arasında kurulacak yeni ilişkilerden Çin'in gelecekteki rolüne kadar bir dizi gelişmeyle yakından ilişkili.
Sıradan bir plan değil. İşin arka planında küresel bir akıl ve hesaplaşma var. İlk bakışta, suikastın Rusya -Türkiye ilişkilerini bozmayı hedeflediği çok net... Şu uzun zamandır iyi biliniyor; FETÖ lideri Gülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin'den nefret ediyor. Çünkü Putin, geçmişte FETÖ tehlikesini ilk fark edenlerden biri ve o yapıyı "CIA ajanı" diye niteleyip Rusya Federasyonu'ndan temizledi. Aynı şeyi, son dönemde Gülen'i terör lideri olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı.
Bu geçmiş bile, dünyada ve Türkiye'de giderek sıkışan FETÖ'nün bu suikastı gerçekleştirmesi için yeter sebep... Bu iki isme Trump'ı da ekleyebiliriz. Çünkü Ankara suikastının Trump'ı da ilgilendiren bir boyutu var. FETÖ ve arkasında hâlâ duran ABD içindeki klik ya da güçler bu operasyonla yeni Başkan Trump'a da ciddi bir mesaj verdiler. Rusya'yla yakınlaşma hedefi koyduğu bilinen Trump'a sorunlu bir Rusya-ABD ilişkisi ve çözülmesi zorlaştırılan bir Ortadoğu ve doğal olarak da Suriye bırakmak istediler.
Rusya'nın olayı BM'ye taşıması bu sıkıntılı tablonun, ABD yönetimine gösterilmesinden başka bir şey değil. Diplomatik kaynaklar, Putin'in bu adımını "suikastın arkasındaki imzayı biliyorum" mesajı olarak yorumluyor.
Bu da ister istemez ABD'nin yeni yönetimini zan altında bırakacak. Oysa 20 Ocak'ta göreve başlayacak yeni yönetim, tam tersine Rusya ile iyi ilişkiler kurmak istediğini söylüyor. Bunun işareti de yeni ABD Dışişleri Bakanı'nın Putin dostu olarak seçilmesiyle verildi. Daha büyük fotoğrafta ise Trump yönetiminin Rusya'dan çok "Çin tehlikesine" dikkat çektiği görülüyor. Belki de yenidünya bu "tehlike" ekseninde şekillenecek. Çünkü Çin'e karşı, aralarında Türkiye'nin de olduğu ABD- Rusya eksenli yeni bir ittifak ihtimalinden söz ediliyor.
Rusya ile yeni ilişkinin ipuçlarını da ABD'de hiçbir görevi olmayan ama diplomaside etkinliğiyle bilinen eski Dışişleri Bakanı 93 yaşındaki Henry Kissinger veriyordu. Kissinger geçen yıl bir röportajda Batı'ya şöyle bir mesaj vermişti: "Batı'nın, Suriye krizini Rusya'sız çözemeyeceğini anlaması lazım."
Rusya meselesine farklı bakan Kissinger, bu yılın başlarında yine Moskova'ya gitmiş ve ABD -Rusya ilişkileri için, "çekişme noktalarının yönetilebileceği" yeni bir stratejik konsept önerisinde bulunmuştu. Büyük olasılıkla Trump, bu öneriye sıcak baktığı gibi en yakın adamı Mike Flynn, Gülen'i "Türkiye'nin Bin Ladin"i olarak nitelediği için suikast olayına da kendisine kurulmuş tuzak olarak bakar. Bu arada Kissinger'ın, yenidünya düzeninde Türkiye'nin önemine vurgu yapan isimlerden biri olduğunu da hatırlatalım. Bütün bu olup bitenler bize şunu gösteriyor; Barış getireceğini söyleyen Obama döneminde dünyanın birçok yerinde "sorun çıkartan" kirli bir akıl var ve hâlâ dünyayı tehdit ediyor. En büyük zararı da terör örgütlerine verdiği destekle ve 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye'ye verdi.
Büyükelçi suikastıyla da bir taşla birkaç kuş vurmak istedi. Ama oyunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin bozdu. Şimdi sıra Trump'ta... Trump oyunu gördü ama ne yapacağı bilinmiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA