Ermeni meselesinin 1915'in yüzüncü yılında yoğun biçimde gündeme geleceği belliydi ve geliyor da... Türkiye bu yoğunlaşmaya karşı ilk çıkışını geçen yılın 23 Nisan'ında yaptı. O günün Başbakanı bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ermeni Taziyesi" yayınlayarak deyim yerindeyse ezberleri bozdu ve tarihimizde yaşanan o acıyı paylaştı.
Bir anlamda savunmadan çıkarak "Yeni Türkiye"nin yaşananları anlama çabası içinde olduğunu gösterdi. Bu önemli bir adımdı. Aslında bu doğrultuda başka adımlar da atılmıştı ama ne yazık ki pek üzerinde durulmadı. O adımlardan biri 3 yıl önce 27 Ocak 2012'de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'nda atıldı.
Fransa'nın Ermeni soykırımını inkâr edenlere hapis ve para cezası getirdiği o gergin günlerde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin gündeminde de "Bir insan hakları ihlali olarak zorunlu tehcir" başlıklı rapor vardı.
Sert bir rapordu. Raporun ne kadar sert olduğunu halen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKMP) üyesi olan AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır, şöyle anlatıyor:
"Raporda Türklerin; Ermenilere, Rumlara, Süryanilere katliamlar yaptığı, onları vahşice katlettiği, öldürdüğü gibi iddialar vardı. Rapor ve karar bu haliyle kabul edilseydi çok zor duruma düşecektik. Ben bir karar değişikliği kaleme aldım."
Bakır, karar değişikliği önerisinde bir anlamda Türkiye'nin son yıllardaki tezini dile getiriyor ve işin tarihçilere bırakılması gerektiğini söylüyordu. İşte AKPM Genel Kurulu'nda oylamaya sunulan 13 sayılı karar metni:
"Bir tehcir olayının varlığı ve sonuçları ile ilgili olarak, eğer iki ülke arasında anlaşmazlık varsa, ilgili ülkeler, arşivlerini açacak, her iki ülkenin akademisyenlerinden ve tarih profesörlerinden oluşan bir komisyon kuracaklardır. Eğer ihtiyaç olursa, üçüncü ülkelerin arşivlerine de tam erişim sağlanacaktır. Bu husus, ilmi biçimde incelenecektir. Politikacılarca değil, tarihçilerce en objektif biçimde ortak bir görüşe ulaşılacaktır. Tarihin siyasi istismarı hiçbir surette kabul edilemez."
Öneriden sonra kürsüye çıkan Prof. Dr. Bakır'ın, "I. Dünya Savaşı insani bir trajediydi" başlıklı konuşmasından sonra oylamaya geçildi. Oylamada ezici çoğunlukla, 117 oyla, karar değişikliği kabul edildi.
Böylece Türkiye'nin tezi Avrupa Konseyi kararı haline geldi. Peki, bu ne anlama geliyor? Bakır şöyle diyor: "Uluslararası bir parlamentoda Ermeni Soykırımı iddiaları ile ilgili ilk defa lehimize bir karar çıktı. Görüşülen ve bizi tehcirlerde katliam yapmakla suçlayan Avrupa Konseyi raporu, karar değişikliği önerimin kabulüyle açığa düştü. Ayrıca, Türkiye'nin sözde Ermeni soykırımı iddiaları hakkındaki tezleri ilk defa 800 milyon üyesi olan Avrupa'nın en büyük uluslararası platformunda resmi olarak kabul edilmiş oldu."
Artık Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili Türkiye lehine yasal bir dayanak olduğunu belirten Prof. Dr. Bakır, bunun birçok alanda değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bu kararı kullanabiliriz. Ayrıca Avrupa Konseyi'ne üye olan tüm ülkelerin yargılarında bu karar değişikliğimi kullanabiliriz. Çünkü 47 üye ülkede AİHM en üst mahkeme."