Paris İklim Anlaşması, Hamburg'daki G20 Liderler Zirvesi'nin tartışma konularındandı ve ABD Başkanı Trump, bu anlaşmadan çekilince ortalık karıştı. Bizim tutumumuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle, "Avrupa'nın verdiği sözleri yerine getirmeden onaylanmayacağı" yönündeydi.
Peki, nedir bu Paris İklim Anlaşması? Özetleyelim; Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmayı amaçlıyor. 22 Nisan 2016'da imzaya açıldı ve 196 ülkenin imzasıyla 4 Kasım 2016'dan itibaren yürürlükte...
1- Uzun dönemde, küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalmasını sağlaması, 2- Sera gazı salınımının küresel seviyede azalma eğilimine geçirilmesi, 3- Anlaşma yürürlüğe girdikten itibaren bilimin elverdiği her türlü olanağı kullanarak sera gazı salınımını azaltacak her türlü önlemin kısa sürede devreye alınması...
Bu arada anlaşmayı imzalayan devletlerin geri çekilmesi durumunda herhangi bir cezai müeyyide yok ve ABD bu anlaşmayı terk etmiş bulunuyor. İçeriğine bakınca bu "gezegen dostu" anlaşmaya kim hayır diyebilir ki...
Öyle ya son derece masum(!) ve akla yakın kurallar ile atmosfer delinmeyecek, küresel ısınma frenlenecek, üretirken, kullanırken dünyamız korunmuş olacak...
Fakat bir sorun var... Şu anda küresel ısınmanın failleri, bu konuda en fazla feryat eden ülkeler... Feryadın analizi şu: "Ekonomilerimizi devleştirirken gezegeni mahvettik, siz yapmayın..."
Neden? Zahiri sebep, yaşayabileceğimiz tek gezegen var ve başı belada... Ancak söylenmeyen gerçek, belirledikleri çevre standartlarını bir tür koruma kalkanı haline getirip, gelişmekte olan ülkeleri frenlemek, mümkünse durdurmak...
İklim dediklerine bakmayın, söz konusu onların sömürü iklimi... Çevreyi koruma adı altında getirdikleri engeller, koydukları bariyerler, uluslararası ticarette Türkiye gibi ülkelerin maliyetini şişirsin, rekabet gücünü budasın.
Ağır sanayileri, katma değeri düşük işleri çoktan terk edip, ileri teknolojiye geçmiş olmanın avantajıyla, başkalarının aynı yoldan gelmesini, hatta bunları yakalayıp geçmesini "mümkün olduğunca" engelleme gayretindeler.
AB'nin bu konuda bize verdiği sözleri tutmadığını bildiğimiz gibi tutmayacağını da görüyoruz. Gezegeni korudukları filan yok, düpedüz kendi sömürü iklimlerini koruma telaşındalar...