G20 Liderler Zirvesi'nin "Küresel Büyüme ve Ticaret" oturumundaki gündem, dünyanın giderek tırmanan sorunlar listesi gibi... Zira küresel ekonomi büyüyememe kıskacında ve ticarette korumacılık rüzgârları, neredeyse kasırgaya dönüşmüş durumda.
Yetmezmiş gibi, G20 Antalya Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dikkat çektiği, geçen yıl Çin'deki G20 zirvesinde "Kapsayıcı Büyüme ve Küresel Adalet" başlığıyla irdelenen konu, bu defa daha da derinleşerek masaya geliyor.
Dün, farklı coğrafyalarda konuşlanan "ihtişam" ve "sefalet" bugün aynı yerde, birbirine komşu, kıvılcım mesafesinde duruyor. 3.5 milyonu bizim topraklarımızda olmak üzere 62 milyon mülteci, "kavimler göçü" ile dünyanın en önemli sorunu durumunda...
Erdoğan "eşitsizliği giderme yolunda G20'nin rehavete düşülmesi halinde" karşılaşılacak tehditleri sıralarken, açlar ve toklar arasındaki gerilimin azaltılması için küresel politikalar önermişti.
Düne kadar fakirliğin coğrafyası vardı. Misal Londra'da zengin, Somali'de fakir olabiliyordunuz. Ancak şimdi ihtişam ve sefalet bir kıvılcım mesafesinde duruyor bir diğerine... Londra'ya gitmeye gerek yok. Levent'teki Kanyon AVM'nin arka kapısı fert başına 3.000 $'a bakarken ana girişi 20.000 $'a bakıyor.
62 milyon kıtlık, açlık, fakirlik ve bunların tetiklediği terör yüzünden bir kez göç etmeye başlamışsa, komşusu aç iken tok uyumak mümkün olmayacaktır. Bizim Ergenekon'dan çıkış sebebimiz de yeterli gıdamız olmayışıydı. Tarihin dokusunu değiştirdik ve tarih kavimler göçünün nelere yol açabileceğinin müzesi gibi...
Eğer fakirliği ortadan kaldıracak adımlar atmaz isek, gettoların ardında, ileri teknoloji ve silahlarla korunmak para etmeyecek, aç olanlar gelip tokların elinden alacaktır. Bu da fakirliği, en büyük kitle imha silahı haline dönüştürüyor.