Sevdiğim bir Afrika atasözü vardır.
Aslanlar kendi hikâyelerini yazmadıkça, avcıların kahramanlık hikâyelerini dinlemek zorundayız. Onun için aslanlar kendi hikâyelerini yazmaya devam edecekler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TRT World kanalının tanıtım gecesinde aslanların öyküsünü yazmaktan söz ediyor;
"onların verecek şekli bir ödülü önemli değil.
Asıl önemli olan milletin gönlünü kazanmanızdır.
Mesele budur." Türkiye, uzun süredir aslan öyküleri yazıyor ancak avcı palavralarından kulağımız bunları yeterince duyamıyor. Ama duyacak.
TRT, aslansı öykülerimizi içeride dışarıda anlata geliyordu.
Şimdi TRT World ile sesi daha güçlü çıkacak.
36 farklı ülkeden gazetecilerin yer aldığı deneyimli kadrosuyla TRT World haber kurgusu ve dilinin tekdüze hale geldiği dünyada farklı ses olacak. TRT World, bu düşüncenin var ettiği bir proje...
Dünya çapında TRT'yi ve dolayısıyla Türkiye'yi temsil eden kanalımız 30 Haziran 2015'ten bu yana yayında idi.
Külliye'deki tanıtım gecesinde kanal başkanı İbrahim Eren, TRT World olarak yayıncılığı üç ana temel üzerine inşa ettiklerini, bunların "insan merkezli bakış açısı", "habercilikteki cesur perspektif" ve "meselelere derinlemesine bakış" olduğunu bildirdi.
TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT World'un uluslararası alanda referans kaynağı kabul edildiğinin altını çizdi ve desteğinden dolayı Cumhurbaşkanı'na teşekkür etti; "yeni stratejimiz TRT World'de olduğu gibi daha çok dışarıya dönük ve içerik olarak yurt dışı ağırlık olmasıdır." Yeni Türkiye'nin zihin yapısı, geçmişteki aslansı öykülerini hatırlamak (Diriliş- Ertuğrul dizisi örneği) ve günümüzde FETÖ haini, PKK belası, 7 düvelle mücadeledeki aslan öyküleriyle şekillenecek.
Bizler bu aslan öykülerini yazmadıkça, avcılar palavralarını, algı operasyoncuları kendi hikâyelerini anlatıp duracak, bu da yeni zihin yapımızı berraklaştırmak yerine bulandıracaktır.
Bu yüzden politikada ekonomide savaş alanında aslansı öykülerimizi yazmaya devam, yaymaya devam... Bıkmadan usanmadan...