İstanbul Sanayi Odası'nın yeni nesil kongre anlayışında düzenlediği etkinlikte vasatlıktan çıkışı tartışırken gündeme gelen en çarpıcı konulardan biri başarısızlık oldu... Evet, evet... Başarı değil, başarısızlık.
Erdal Bahçıvan kongrenin açılış konuşmasında "Sorunu çözmek, bize benzeyenlerden ziyade bize benzemeyenlerle işbirliğinden geçer" derken, diyalog, müzakere ve işbirliğine vurgu yaptı. Tam da bu noktada, aslında her birimizin içindeki başarısızlık anılarını dışarı çıkaracak cesareti bize sunan insanları da dinlemek istedik.
Sonuçta ilk fiyaskosunda vazgeçenlerin vasat kaldığı bir dünya söz konusu ve vasatlıktan çıkma iddiası olan bu kongrenin bunu cesurca sunması gerekirdi. Nitekim her biri kendi alanında başarılı 4 isim, "bazen olmaz" panelinde, geride bıraktıkları yoldaki kazaları, başarısızlıkları anlattılar.
Ahmet Çalık, Irak'taki enerji projelerine başladıklarındaki ilk başarısızlığın ardından gelen zaferi aktarırken üzerinde durduğu konu, yalnızca vazgeçmeyerek, karmaşada yol almayı öğrenmekti. Çıkarılan derslerle yola devam etmek, zaferin çimentosuydu.
Ahmet Nazif Zorlu, ilk başarısızlığıyla hayata atıldığı yıllarda karşılaştığını söylüyor ve 10 bin liralık zararı bulabilmek için Denizli'den Trabzon'a getirdiği çarşafları, gece boyu defalarca saydığını hatırlıyor. Bu başarısızlıktan öğrendiği, yılmamak ve hesap kitabı elden bırakmamak...
Agâh Uğur, kazandıklarında çok sevindiği, kaybettiğinde ise çok üzüldüğü boru endüstrisi örneklerini anlattı. İşe başlarken inancın gücüne değindi ve yolda karşılaşılan güçlüklerin ancak bu güçle aşılabileceğine değiniyor.
Öğretim sisteminin pompaladığı başarısızlık korkusunu gündeme taşıyan Uğur, ilk denemede başaramama tuzağına düşmemeyi hatırlatıyor. En çok vazoyu yapan ekip ile en kaliteli vazoyu yapacak ekiplerin yarışması ilginç bir örnek oldu. Sonuçta anlaşıldı ki en kaliteli vazoyu da en çok vazo üretme amaçlı ekip yapabilmiş. Bir şeyi 10 bin saat yapanın en iyi olduğu dünyada, başarısızlık karşısında vazgeçmemek, bu işin mucizesi...
Mustafa Denizli, kariyerinin ilk yıllarında kendisine dair değerlendirmeyi hatırlattı ve 15 yaşındaki bir çocukken 8 ay sonunda kendisine edilen, 'senden bir şey olmaz' sözünü aktardı. İzmir'de Altay takımından başarısızlık damgasıyla dönüşünde yaşadıkları, "benden bir şey olur" inancına sarılması ve nihayet başardığına dairdi.
Evet, bazen olmaz. Aslında sık sık olmaz ama vazgeçmeyip en iyisini talep etmek bir yandan başarıyı getirirken diğer yanda vasatlıktan çıkışı sağlıyor, bizi var ediyor. İSO'nun bu yeni ve cesur kongre kültürüne entelektüel tarla olmasını alkışlıyorum.