Henry Kissinger cevabını bir sonraki cümlede vereceği şu soruyu sorar:
"Biz Amerika olarak neden güçlüyüz, biliyor musunuz?" ABD eski Dışişleri Bakanı; "çünkü..." der; "bizler Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini çabuk öldürürüz. Dünyanın birçok memleketinde vatan hainlerini ise kahraman yapar, ülkelerinde önemli yerlere getiririz."
Nedir bu önemli görevler ve ne yapar bu "yerel" hainler? Öncelikle aynı teknede oldukları insanlardan ayrışırlar.
Gemi batarsa kendilerini garantiye almak isterler. Ya hücumbotta veya yatta yaşar, vatan gemisinde batan insan olmak istemezler.
Bir kavram olarak vatana ihanet, "bizim gibi düşünmeyen herkes" gibi içi boşaltılsa da zamandan bağımsız var olur ve o ülkede dışarıdan devşirdiği yaşam tarzı haricindekilerin varlığına karşı cephe alır.
Bunun en bildik yöntemi, algı yönetimidir ve "hedef kitleyi istenen bir fikir ve amaç üzerinden inanma, ikna olma sürecine sokmanın" adıdır. Nitekim aynı Kissinger "bir şeyin gerçek olmasından daha önemli olan, o şeyin gerçek olarak algılanmasını sağlamaktır" der.
Propaganda biliminin kurucusu Joseph Goebbels, "algılar gerçeğe dönüşür" demiş, Hitler'i başa geçirdiğinde ise bu tanımını daha da kısaltarak "algılar gerçektir" sonucuna varmıştı.
Türkiye'de bugün algı yönetimi, kendi gemisini batıracak kadar gözü dönmüşlerin çok yoğun ve etkin kullandığı yöntem halini almış bulunuyor. Temel tez, "Türkiye yönetilmiyor" algısını oluşturma üzerine odaklanmış durumda...
Merkez Bankası rezervleri 100 milyar $'a mı indi? O halde ülke batıyor, kriz yolda...
İhracat mı düştü? Topyekûn batışa az kaldı. Enflasyon mu yükseldi? Kayıp Yıllar 90'lara döndük...
Yetmiyor, "muhtar bile olamaz" başlığını yeniden atabilecek kadar algı yönetiminde ileri gidilebiliyor. Rus Mig'leri Türk hava sahasını ihlal ettiğinde sosyal medya üzerinde algı yönetme sevdasındaki yerel hainler, sanki düşman ülke hava sahasını ihlal etmişçesine sevinç tweetleri atıyordu.
Bu modern zaman teröristleri, canlı bomba veya DAEŞ militanından farklı olarak elindeki iletişim araçlarını, klavye tuşlarını kullanıyor. Hürriyet'i kurduğu yıllarda Sedat Simavi, gazete çalışanlarına şu öğüdü veriyordu: "Gerekirse kalemini kır ama sakın satma."
Bugün gelinen nokta öğüde yeni tanım getirmiş: "Kalemini satman gerekmiyor, leasing (kiralama) de yapabilirsin."
Peki kime? "Ülke iyi yönetilmiyor" algısını yerleştirmek isteyenlere tabii ki...
Sonuçta ekonomisi zayıflatılmış, siyaseti istikrarsızlaştırılmış ve gücü zaafa uğratılmış bir Türkiye, bu algı teröristlerinin arzuladığı Türkiye olacaktır.
Algı terörüyle mücadele, savunma moduyla olmaz. Sürekli "yıkılmadım ayaktayım" söyleminde kalarak olmaz.
Algı teröristlerine karşı pro-aktif tutum geliştirmek zorundayız. Zira bizim terk edecek gemimiz yok.