Ortadoğu'nun en büyük gayrimenkul fuarındayız. 61 Türk firması ile buradayız. Geçen yılın iki katı ilgimiz var buraya ve fuarın beşte birini bizim inşaatçılar kaplamış durumda. Peki neden?
Bunun iki sebebi var. İlki, inşaat sektörümüzün artık küresel oyuncu haline gelmesi... Bu yılın mart ayında Cannes'daki fuarın da en büyük oyuncusu bizler idik. Bu defa herkesin gözü önündeyiz ve bunu, sektördeki kabul ettirdiğimiz ağırlığımıza borçluyuz.
İkinci sebep, etrafımızdaki coğrafyanın çok hızlı değişiyor olması... Kentsel dönüşüm gibi tasarlanmış doğal süreçlerin yanı sıra 5 yıldır Ortadoğu'nun içinde bulunduğu savaş şartları... Kentleri tahrip eden savaş, onların yeniden imarını, kaçınılmaz olarak gündeme getiriyor.
Savaşın yıktığını biz yapıyoruz ama ürettiğimiz katma değer bununla sınırlı değil. En önemli markamız İstanbul... Sıcak Ortadoğu'nun gözbebeğiyiz zira iklimi, nehir deniz formundaki Boğaz'ı ve kültürel bağlarımız...
Yetmiyor, sıcaktan bunalmış bu çöl ulusları, Karadeniz yaylaları dâhil, yeşili barındıran yörelerimizde mütekabiliyet yasası imkânlarıyla mülk ediniyorlar. Bu durum, içimizdeki bazı dolandırıcıların da iştahını açmış olacak ki Esenyurt'ta dahi "Boğaz manzaralı daire" satışı gibi şeytani inovasyonlara sebep olmuş...
Yıllardır bu fuarları izleyen bir yayın grubuyuz. İnşaat sektörünün ülke için önemini çok önceden gördük ve sektörün aktörleriyle birlikte pek çok projeye imza attık. MIPIM ve Cityscape gibi küresel fuarları izleyerek emlakin krallarının ülkeye kattıklarını topluma aktardık.
Dubai'deki fuarda patronların kulağı, terör belasının ülkemizdeki yıkımlarında... Fuara katılan yatırımcılar da benzer haberleri soruyor bizimkilere... Ancak terörün endişe boyutunu da hesaba katarak söyledikleri şu: "Türkiye bunu da atlatır, yatırım yapma konusunda tereddüt etmiyoruz."