Bursa'daki iş bırakma eylemleri bekleniyordu. Seçime doğru sandığı ekonomi üzerinden etkilemek ve işler artık yolunda gitmiyor algısı oluşturmak için denenecek yöntemler arasında sendikalar da vardı. Üstelik bunu otomotiv gibi ihracatın lokomotifi sektör üzerinden başlatmanın daha etkili olacağı düşünüldü.
Bundan öncekilere bakıyoruz, kriz çıkarmak, eğer olmaz ise ekonomide istikrarsızlık algısı oluşturmak için denenen yöntemler repertuarına bakalım. Hiçbiri sonuç vermese de ülkeye maliyet yüklediğini de unutmadan...
DÖVİZ: Geçen seçimde de denendi. Doları zıplatarak vatandaşın zihnindeki 2001 krizi öncesi karamsarlığı tetiklemek ve bu sayede hükümeti yıpratmak.
FAİZ: Gece yarısı kararıyla 5.5 puan birden arttırılan faiz ile büyümeyi yavaşlatmayı planladılar. Bugün dahi etkisi sürse de ekonomi durmadı. Bu seçimde de faiz üzerinde dolar tehdidi sürdü.
NOTÇULAR: Türkiye'nin kredi itibarını kötü gösterip seçim sürecinde seçmenin zihnini bulandırma girişimleri oldu. Üzerine vazife olmayanlar, kredi notunda sorun görmese de "başkanlık risktir" gibi politik açıklamalar yaptı.
BANKALAR: Kredi geri çağırmayı düşünenleri oldu. Dışarıdaki bazı bankalar ve içerideki işbirlikçileri üzerinden bu plan yürütülmek, iş hayatında ödeme paniği oluşturulmak istendi, başaramadılar.
RAPORLAR: Çoğu yurtdışından ama TÜSİAD gibi yerli STK'ların, durduk yerde makroekonomik dengeleri kötüleyen, enflasyondan üretime dek işlerin bozulduğu, hükümetin kontrolü kaybettiği mesajını içeren raporlar yayınladılar. Sonuç alamadılar.
VE SENDİKA: Sendikalar üzerinden işi bırakma eylemleri teşvik ediliyor. Ekonomi üzerinden sandığın etkilenemeyeceği anlaşılınca sokağın istikrarsızlaştırılması yoluna gidileceğini defalarca yazdım. Hatta canlı bomba dâhil vahşi yöntemlerin de muhtemel olduğunu...
Bugün sendikalar üzerinden yapılmaya çalışılan, ekonomiden vuramayınca bel altından vurmak aslında...