Türk ekonomisi sağlam, kriz akbabaları çıktı. Anadolu aslanıyız, size ekmek yedirmeyiz... Başbakan Ahmet Davutoğlu kriz korosunun seçime doğru sesini yükseltmesiyle bu tabiri kullandı: Kriz akbabaları...
Bana, entrika ve gerilimin artık klasikleşmiş olan ve her türlü siyasi ekonomik dalaverenin döndüğü "Akbabanın 3 Günü" filmini hatırlattı. Oradaki akbaba CIA'nın gösterişsiz ofisinde alt düzeyde çalışan bir memurun açık istihbarat üzerinden gelişen olayları başlatan kişidir.
Ama Başbakan'ın söylediği akbabalar, bu kadar masum değil... Neticede akbaba, krizden beslenen bir hayvandır ve bu leş yiyici, başında döndüklerinin moralini bozar. Akbabanın aslanla ilişkisi, Serengeti düzlüklerinde, aslanın avından pay çalmak üzerinedir.
Kriz korosunun ekonomide olmayan sorunu var etmek ve var olanı da abartmak üzerine bestelediği şarkısı eskise dahi, tıpkı geçen yıl olduğu gibi yine dillerinde... Ancak anlamadıkları şu: Akbaba canlıya saldırmaz, ölümü bekler. Ekonomi bırakın kriz üzerinden ölümü, kendini yenileyen adımlar atıyor.
6 saatlik zirveden çıkan 6 ayaklı paket, daha önce açıklanan dönüşüm programlarının devamı mahiyetinde... Düşük faizli krediden maliyetleri aşağı çekecek adımlara dek büyümeyi yeniden hızlandırma yönünde yoğun çaba söz konusu...
Peki, bu çabalar meyvesini verir mi? AK Parti iktidarlarının öncekilerden farkı, söylediğini gerçekleştirmesidir. Eskiden vaatler verilir tutulmazdı. Hele ki seçim öncesi başta iktidar olmak üzere partiler, vaat yağmuruyla seçmeni etkileme gayretindeydiler. Ancak ortada finansmanından iş planına dek proje ayakları olmadığından vaatler unutulurdu.
24 farklı paket, 1400 stratejik uygulama ve sağlıktan eğitime, tarımdan çalışma hayatına dek her alanda reform adımları, akbabaların daha çok bekleyeceğine işaret ediyor. Yine de seçim sandığını ekonomi üzerinden etkileme fırsatıyla akbabalar zamanıdır. Gaflete gelmez...