Beklenen açıklama nihayet geldi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, açık ve örtülü mesajlarını verdi. Bilinen tarzı içinde kalmakla birlikte eskisinden farklı olarak bu kez geleceğe dönük stratejisinin ipuçlarını da paylaştı. Daha doğrusu, ertelediği hesaplara dair kartlarını açtı.
Sn. Gül, dünkü konuşması ile aynı anda üç noktaya dokundu, dokundurdu!
Kimi tartışmaları kapatırken yeni tartışmaların da kapısını aralamış oldu.
1- CHP eski Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bugünden planlamasına, siyaset piyasa yapıcısı gibi rol üstlenmesine tepki gösterdi. Bu tür siyaset mühendisliğinin parçası olmayacağını belirtti. Böylece AK Parti dışındaki formüllere kapıyı kapalı tutacağını ima etti.
2- AK Parti'nin içiyle yakından ilgilendiğini kayda geçirdi. "Yeri ve zamanı gelince" diye tanımlanabilecek stilin güncel örneklerini sergileyeceğini hissettirdi. İşte burası mühim.
Bu demektir ki er ya da geç "AK Parti'deki tapulu arazi üzerinde kazı ve inşaat faaliyetleri" düşünenlere karşı yepyeni süreçlere hazırlıklı olmak gerekecek.
3- Gül, kırılganlık nedenlerini ise aynı kaderi paylaşan diğer AK Partilileri de kapsayacak şekilde vurguladı. Haklı olduğu taraflar yok değildi. Bilhassa itibar sarsıcı hamleler noktasında. Ama bu noktaya da durup dururken gelinmedi. Her tercihin bir karşılığı olduğu biline biline yaşandı pek çok şey. Yine de...
Türkiye'nin demokratikleşmesine emek verenlerin belli duruş beklenen anlardaki tutuklukları nedeni ile eleştirilmesine "evet", ötesine geçen hakaretamiz ifadelere "hayır" demek durumundayız. AK Parti'nin uzun siyasi yolculuğunda kuşkusuz trenden inenler görüldü.
Onların durumu gayet iyi biliniyor. Lakin bir başka grup da vardı ki onların bulunduğu vagon, ana istasyonda büyük katarın lokomotifinden ayrıldı. Kardeşlik hukukuyla çözülemeyen öylesine ağırlıklar oluştu ki AK Parti'nin çekici gücü, o yükle yola devam etmek istemedi.