NATO toplantısı için Brüksel'deyiz. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiğimiz hayli yararlı ve kapsamlı sohbetin ardından Zaventem Havalimanı'na inerinmez, olağanüstü hareketlilik karşılıyor bizi. Derken, sıkıntılı olayı öğreniyoruz. PKK'lı gruplarla, Türkiye sevdalısı grup arasında başlayan tartışma, kavgaya dönüşmüş ve kan dökülmüş.
Malum...
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının referandumda oy kullanma süreci başladı.
Daha önceki sandıklarda yüzde 40'ı bile bulmayan katılımın aksine bu kez ilgi büyük.
Başta Almanya, Hollanda ve Avusturya olmak üzere Türklere ve Müslümanlara karşı önyargı duvarlarının örüldüğü AB üyesi ülkelerin ikiyüzlü tutumu kenetlenmeyi sağlamış.
Üzerinde "Evet" yazan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın portresinin de bulunduğu araca dönük PKK'lı tacizi, gerilimin fitilini ateşlemiş.
Büyükelçilik binasının yakınlarında yaşanan olayın riskli yanı, üzerinde düşünmemizi gerektirecek önemde. Anlaşılan o ki yurtdışı oyların önü kesilmek isteniyor.
Tahrik, provokasyon, istihbarat kuruluşlarının kurguları her an sahnede. Amaç, "güvenlik!" gerekçesi ile oy verme işlemlerini kesintiye uğratmak. Oyunu bozmak için daha fazla sağduyuya ihtiyaç olduğu muhakkak. Bu vesile ile Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Hakan Olcay'ın, diplomatik sitenin önünde patlak veren krizi, soğukkanlılıkla yönettiğini de belirtelim. Lakin tansiyon hâlâ yüksek ve Avrupa'nın çeşitli merkezlerine yayılma ihtimali de büyük!