Rusların, Suriye üzerinden askeri güç kullanarak Ortadoğu coğrafyasına kalıcı olarak yerleşmesi pek çok dengeyi değiştirdi. Türkiye açısından Rusya, güney sınırlarımızdaki komşulardan biri olmasının ötesinde bölgedeki devlet dışı unsurlarla kurduğu ilişkilerle de zorlu ve zorunlu bir aktör. Yakın coğrafyamızdaki karmaşık etnik ve mezhebi fay hatlarına Rusların da girmesi ile artık yeni bir "siyasi, askeri ve diplomatik dil" gerektiğine kuşku yok. Muhakkak ki Ortadoğu denklemi Rusya için stratejik fırsatlar sunduğu kadar sorunlar da üretecek.
Ankara'nın, Moskova ile liderler düzeyinde kurduğu diyaloğun, askeri sahadaki karşılığı da dikkate değer.
NATO standartları ile çalışan, batı bloğuna göre formatlanmış Türk Silahlı Kuvvetleri komuta sisteminin, bambaşka özellikleri bünyesinde barındıran, yeterince netlik içermeyen Rus askeri sistemi ile senkronizasyon sağlaması kolay olmayacak.
Nihayetinde karşımızda, siyasi ve askeri hedeflerine ulaşmak için askeri olmayan araç ve yöntemleri de tercih eden bir küresel güç var. Kriz yönetimi şemsiyesi altında sahaya inen, askeri gövde gösterisi ile çevre ülkeleri baskı altına alan ama daha çok muhalif unsurları asimetrik olarak kullanan bir yapıdan söz ediyoruz. Nitekim YPG arması ile Afrin'de Nevruz kutlayan Rus komutanların fotoğrafı da bu doktrinin tipik bir yansıması!
***
24 Kasım 2015'teki uçak krizinden önce Ruslarla geliştirilmeye çalışılan askeri iletişimin, kriz aşıldıktan sonra geldiği düzey ümit verici olmakla birlikte tatmin edici değil.
Evet, Türk Genelkurmay Başkanı Org.
Hulusi Akar ile Rusya Federasyonu Genelkurmay Başkanı
Valery Gerasimov tek telefonda birbirlerine ulaşabiliyor.
Ancak, çatışma bölgelerindeki komutan seviyesine inildikçe işler çetrefilleşebiliyor.
Org. Akar, Rus mevkidaşı Gerasimov'u -20 derecedeki Moskova'dan, +20 derecedeki Antalya'ya davet edebilecek kadar özel hukuk sahibi. Hatta Gerasimov'un madalyalı aile büyükleri bile biliniyor. Ama yine de askerden askere temasta, ağırlıklı olarak Rus kültüründen, askeri yetişme tarzından ve disiplin anlayışından kaynaklanan sorunlar tam manasıyla giderilemiyor.
***
Türk-Rus askeri makamları arasında, özellikle Suriye'de ateşkesin korunması için oluşturulan mekanizmaya gelince...
Her iki ülke de karşılıklı askeri temas
noktaları oluşturmuş durumda. Ancak
TSK'nın görevlendirdiği irtibat subayının
yetki ve inisiyatif sınırları ile Rus subayların
karar alma ve uygulama sınırları uyumlu
görünmüyor. Anlama, anlaşılma ve anlamlandırma
farklılıkları devam ediyor.
Telefon hattının ucunda her an yetkili
bir Rus askeri temsilci bulunamıyor. Hızlı
davranılması gereken anlarda riski azaltacak
eşgüdüm tesis edilemiyor.
Temas kurulan Rus komutanlar, iletilen
sorunun çözümüne beklenen refleksi
gösteremeyebiliyor.
Türk ve Rus askerlerinin öncelik ve
misyon farkları ise bilgi paylaşılan durumlarda
bile etkili sonuçlar üretilmesini önleyebiliyor.
Özetle...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Suriye başta olmak üzere milli güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren kriz noktalarında yeni bir güvenlik konseptini inşa etmesi gerekiyor.