Sanırım en çok AK Parti'nin milletvekili aday listesi merak ediliyordu. Bunun öngörülebilir nedenleri de vardı:
Üç dönem kuralı nedeniyle partinin önde gelen isimlerinin parlamento siyasetine veda edecek olması,
Kurucu genel başkan ve lokomotif güç Tayyip Erdoğan'ın partinin başında bulunmadığı genel seçime gidilmesi,
Cumhurbaşkanı ve Başbakan etrafında üretilen spekülasyonların boşa çıkarılması gereği,
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun listelere damgasını vurma arzusu,
Teşkilat- danışman- bürokrasi dengesinin gözetilmesi zorunluluğu gibi...
***
Peki ne oldu? AK Parti... "
Dikkatli ve dengeli" liste ile kamuoyunun karşısına çıktı. Deyim yerindeyse "
fanteziye kaçmadı, maceraya atılmadı, ihtiyatı elden bırakmadı."
Partinin gelenekleri yaşatılırken, genetik şifresini de yenilenen kadrolar aracılığıyla geleceğe taşımaya özen gösteren aday profilleri oluşturuldu.
Ayrıca...
Kritik illerde listeleri sürüklemek üzere bakanlara ve parti yöneticilerine liste başında yer açılması,
Teşkilata emek vermiş isimlerin seçilecek sıralara yerleştirilmesi,
Davaya kendisini vakfetmiş yılların isimlerinin listelerde ağırlığını hissettirmesi,
Birikimi ve saha çalışması ile temayüz etmiş gençlerin ve kadın adayların listelerde karşılık bulması,
Devlet tecrübesini, AK Parti idealleri ile birleştirmiş bürokratlara şans tanınması,
Yeni Anayasa, Çözüm Süreci ve Paralel Yapı ile mücadele noktasında ciddi katkı sağlayacak isimlerin farklı illere serpiştirilmesi...
Yukarıdaki başlıkların hepsi, kurucu liderin ilkelerinin yaşatıldığının da açık göstergesi... Hatta bazı durumlarda "
kimin olacağından" ziyade "
kimin olmayacağı" noktasında "
Liderimiz nasıl değerlendirirdi?" diye düşünülerek karar verilmesi...
***
Tabii bütün bu hassasiyetlere rağmen...
İl içi siyasi ve demografik dengelerin kurulmasındaki başarı,
Parti içi referansların sağlamlığı,
Yeni Türkiye yolunda söylem birliği gibi faktörler de ilan edilen listelerin içselleştirilmesi ve sahiplenilmesi bakımından belirleyici olacak...
***
Bundan sonrası ise daha zor... Zira,
AK Parti, pek çok alanda çıtayı yükselttiği için hem hedeflerin güncellenmesi hem de toplumsal hazmetme kapasitesinin dikkate alınması gerekecek.
"
Kampanyanın temposu, kadroların ve seçmenin motivasyonu" önceki seçimlere kıyasla daha fazla önem kazanacak.
Sosyal medya üzerinden kurgulanacak psikolojik harekât unsurları ile paralel yapı ve işbirlikçilerinin ataklarına karşı bağışıklık derecesi de sonucu etkileyecek.
Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişiminin ve Kobani kalkışma senaryosunun seçmen nezdinde nihai bilançosu çıkarılacak ve bu karar sandığa yansıyacak.
Tıkanmış parlamenter sistemin yerine Yeni Türkiye'nin önünü açacak yeni anayasa ve başkanlık sistemi için vatandaşın ikna edilmesi ülkenin kader meselesi olacak.
Toplumsal gerginlik ve huzursuzluktan, memleket bölünecek iddiasından, mezhebe ve etnik kökene dayalı bilenmişlikten beslenen siyasi grupların tepkiselliği sandığı manipüle edecek.
Ve kuşkusuz ekonomi. Büyüyen ekonomi, geleceğe duyulan güven, istikrar ile konjonktürel sıkıntıların yönetilmesi de siyasal ve sayısal çoğunlukta rol oynayacak.