Türkiye, önümüzdeki dönemde "ikili sıkışma" ile karşı karşıya...
Madalyonun hem iç hem de dış yüzü söz konusu.
İçeriden başlayacak olursak...
"Muhalefet sorunu!" birinci sırada.
Hazirandaki genel seçimlerde, mevcut siyasal tablonun değişmeyeceği o kadar yaygın kanı ki... Muhalefetin iktidar olma potansiyeli taşımaması, ülkede stresi artıran ana unsur. Bugün, İç Güvenlik Paketi bahanesiyle TBMM'de sergilenen tablo, kürsü işgalleri, kavgalar bile muhalefet yetersizliğinin tezahürü. Buna bir de desteklediği siyasal partinin görünür gelecekte iktidar olamayacağını bilen seçmenin memnuniyetsizliğini de eklediğinizde, sıkışıklık giderek artmakta. Demokratik tahammülün erozyonu ise işleri iyice güçleştirmekte.
CHP'nin kabuk değiştirip değiştirmeyeceğini, HDP'nin parlamentoda olup olamayacağını, MHP'nin yola kiminle ve nasıl devam edeceğini hesaba katmak lazım. Muhalefetin güçlü önyargısı nedeni ile iktidar partisinin diyalog kapılarını eskisi gibi istekli biçimde aralamadığı da düşünüldüğünde, genel seçime rağmen tansiyonun düşmemesi ihtimal dahilinde.
Tabii AK Parti'nin yeni anayasa yapacak siyasal ve sayısal çoğunluğa ulaşıp ulaşmayacağı da ülke içi siyasal denklemin belirleyici bilinmeyeni.
"Umut vermeyen muhalefet, sandık yoluyla aradığını bulamayan müzmin muhalif kitlelerin sokağa taşan tepkileri, Kürt siyasetinin alacağı şekil, AK Parti'de tesis edilecek dengenin sürdürülebilirliği" içeride dikkatle izlenmesi gereken başlıklar olacak.