Yine hüzünlü bir mayıs ayındayız. Hüzünlü çünkü alçaklıkta sınır tanımayan 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümü yaklaşıyor...
***
14 Mayıs 1950 halk ihtilalinin yani tamamlanamayan Menderes ihtilalinin 67. yıldönümü ise iki gün önceydi...
***
Öte yandan hayatı boyu Menderesçi olmasıyla tanınmış bazı aydınların 2017 ortamında Erdoğan'a olan takıntılarıyla 14 Mayıs ve Menderes olayını bile geçmişlerini inkâr edecek şekilde çarpıtmaları da beni üzüyor...
***
27 Mayıs'çılar bu ülkenin asalet simgesi Başbakan
Adnan Menderes ve arkadaşlarını işkence ede ede katlettiler.
Tam 57 yıl oldu, yarım asrı geçti...
***
Bu darbenin haysiyetsiz katilleri bugün milletin yüzde 80'inin sevgiyle ve minnetle andığı Adnan Menderes'i öldürdüler, cinayet işlediler...
***
Menderes'i astıkları ipin parasını bile Menderes ailesinden istediler.
Bu derece haysiyetsiz, bu derece şerefsiz bu derece aşağılık heriflerdi bunlar...
***
Şu an 78 yaşında olan
Mustafa Nevzat Eskioğlu bu onursuzların
yaptığı darbe sırasında Yeşilköy
Havalimanı'nda görevliydi...
***
Darbecilerin Bursa'dan getirdikleri ve uçaktan indirdikleri Başbakan Adnan Menderes'i tekme tokat havaalanı binasına soktukları an ordaydı Eskioğlu...
***
Başbakan Menderes'i getirdikleri uçaktan indirirken uçağın karşısında dizilmiş tüm subay ve astsubayların savunmasız ve elleri bağlı Başbakan'a tekme tokat giriştiğini anlatıyor Eskioğlu...
***
"
En garibime giden ve acı olan bir Başçavuş bile Başbakan'a tokat attı" diyor Eskioğlu ve gözleriyle tanık
olduğu olayı anlatıyor... Dikkatle okuyun
lütfen... Bu anlatımda 15 Temmuz darbecilerinin
Recep Tayyip Erdoğan'a yapamadığını
27 Mayıs darbecilerinin Adnan
Menderes'e nasıl yaptığını göreceksiniz...
***
"28 Mayıs 1960 gecesi saat 02.00 civarında C47 askeri uçak havaalanına indi. Uçağın kapısı açıldı. Subay ve astsubaylar yan yana dizildi. Başta rahmetli
Menderes ve birkaç bakanını indirdiler aşağı. Sille tokat askeri lojmana soktular döverek. Darp ede ede soktular. Hem yürüyor hem askerler tarafından dayak yiyordu. Biz de camdan izliyorduk. Asker geldi ve 'Işıkları söndürün ses etmeyin' dedi. Geç vakitte
Yassıada'ya götürmek için tekrar çıkarıp götürdüler, yine dövdüler.
Başbakanımıza yapılanlara inanamadık.
Hiç insanın aklına hayaline gelmeyecek bir manzara. Hâlâ da gözümün önünden gitmez o manzara. İki tarafa subay astsubaylar dizilmiş uçak merdiveninden binaya kadar sille tokat götürdüler. Menderes ve yanındakiler hiçbir şey yapamadılar.
Bizimle beraber Rafet diye bir arkadaşımız vardı hüngür hüngür ağladı.
Menderes için üzülüyor, ağlıyor diye askerler onu da dövdüler. Karadayı
diye meydan müdürümüz vardı. O gece
hep beraber lojmandaydık. Bunu birebir
yaşadık."