Kıbrıs meselesi seneler ve seneler sonra yeniden Türk siyasi gündeminin göbeğine oturdu. CHP'nin diplomat kökenli ve ölmekten bu hükümet tarafından kurtarılan bir milletvekili saçma sapan hamasi laflar etmiş.
AK Parti cenahı da "Seni vermedik Kıbrıs'ı mı vereceğiz" diye lafı yapıştırmış...
***
Son 1 ay içinde iki defa Kıbrıs'a gidip toplam 11 günümü orda geçirdiğim için KKTC medyasındaki tartışmaları da yakın takip ettim.
Gazetecilik amaçlı gitmemiştim ama birkaç vesile oldu oradaki her görüşten kamu idarecileri ve politikacılarla da görüştüm. Off the record konuştuğumuzdan son süreci olduğu gibi bana aktardılar...
***
Geçen hafta ise 1 hafta Kıbrıs'ın İstanbul'dan sonra patronu olmuş Londra'daydım. KKTC'den önemli bir yetkili bana Kıbrıs meselesinden sorumlu İngiliz bir diplomatla görüşme ayarladı. İngiliz devletinin bu konuda Türk tarafını Rum tarafına göre çok daha olgun ve mantıklı bulduğunu net olarak o görüşmede gördüm. Bu enternasyonal alanda bir avantajımızdır...
***
Şu aralar Türkiye olarak İngiltere ile haklı olarak limoni olduğumuz çok konu var.
Fakat Kıbrıs meselesinde Türkler ve İngilizler 2004'ten beri ortak bir zeminde buluşuyoruz.
Nitekim Rumlar da İngilizleri Kıbrıs konusunda Türklerin ve Türkiye'nin tarafını tutmakla suçluyor sürekli...
***
Rum tarafındaki irrasyonel milliyetçilikten İngilizler de bıkmış usanmış. Öyle ki İngiliz hariciyesi içinde mizahi fıkralara konu olmuş bu akıldışı Rum milliyetçiliği. Birkaçını dinleyince ben de çok güldüm...
***
Özetle Türkiye ve KKTC'nin barıştan ve akıldan yana tavır almak hususunda olumlu itibarı yüksek. Biz Cenevre'de de bu çizgide devam ediyoruz ve aynen de böyle gitmeliyiz.
Asla CHP ve Eski Türkiye zihniyetinin gazıyla hamasete dönmeyelim. Şu anki pozisyonumuz çok doğru...
***
Öte yandan Rum tarafında bir türlü akıl ve sağduyu galip gelemiyor. İrrasyonel milliyetçilik ve Türkiye düşmanlığı maalesef Rum devletinde ve kamuoyunun çoğunluğunda saplantı haline gelmiş. Gerçekçi konuşmak gerekirse işte bu sebeple bu müzakerelerden de sonuç çıkacak gibi görünmüyor...
***
Tüm bunlara rağmen KKTC medyasında açıkça ve sert dille Türkiye karşıtlığı yapan gazeteler var. Tam bir ifade özgürlüğü var.
Rum tarafında ise Yunanistan karşıtlığı hatta eleştirisi yapabilen tek gazete yok. KKTC, Rum tarafına oranla çok daha özgür ve demokratik bir ülke. Konuştuğum İngiliz diplomat da bunu ifade ediyor. Bu da bizim enternasyonal sahada avantajımızdır...
***
Öte yandan şu an KKTC'nin en popüler ve en güçlü medya teşekkülü olan Diyalog Medya Grubu bu haksız yayınlara inat Türkiye'nin Kıbrıs Türkleri için hayati önemini ve Türkiye- Kıbrıs bütünlüğünü sürekli vurguluyor.
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümeti ile ortak hareket edilmesi gerektiğini Diyalog grubunun başında olan Kıbrıslı ünlü gazeteci
Reşat Akar sürekli yazıyor. Radikal sol çevreler de Akar'a bu yüzden sürekli hücum ediyorlar...
***
Türkiye'deki Kıbrıs tartışmalarında da başta Türkiye'nin en çok izlenen en başarılı haber kanalı bizim Ahaber olmak üzere TV kanallarının şu an Kıbrıs'ın en popüler gazetecisi olan Reşat Akar'ı sık sık konuk etmesi temsil kabiliyeti açısından da isabet olur diye düşünüyorum...