Dün de yazdığım gibi Türkiye 22 Kasım'da yapılacak bir tekrar seçim sürecine gidiyor. 7 Haziran'dan bugüne kadar olan süreci değerlendirdiğimizde şu ana kadar en sakin duran ve en akılcı davranan AK Parti oldu. Benim de desteklediğim parti olan AK Parti açısından bu tavrın sürmesi zaruridir. Kavgacı politikanın şu an hiçbir yararı ve anlamı yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran sonrası süreçteki açıklamaları ve tavrı da çok isabetli ve rasyoneldir. Erdoğan bu çizgiden asla sapmamalı. AK Parti 2 aydır yeniden rasyonel ve analitik zekâ ile siyaset yapan bir parti hüviyetine büründü. Sabırlı ve akıllı gidilirse AK Parti için 22 Kasım neticesi olumlu olacaktır. Zaman AK Parti lehine işlemektedir...
***
Daha evvel de yazdığım gibi AK Parti 7 Haziran öncesi HDP'yi sürekli muhatap alarak ve HDP'nin baraj altına itilmesini adeta takıntı haline getirerek rasyonel bir siyaset izlememişti. Aynı tespiti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran öncesi tavrı için de tekrarlamak gerekiyor.
Türkiye'nin yüzde 52 ile Başkan olmuş lideri ve tartışmasız şampiyon olan partisi ısrarla dördüncü partiyi muhatap aldı sürekli polemik yaptı ve bu durum tamamen HDP'nin ekmeğine yağ sürdü...
***
Zaten bu bir tabiat kanunudur. Eğer daha büyük olan kendinden epey küçük olanı muhatap alarak kavga ederse bu durum kesinlikle küçük olana yarar. Her koşulda küçük olan daha kazançlı çıkar. Böyle durumlarda küçük taraf ne kadar tahrik edici konuşursa konuşsun en büyük olan tarafın cool durması ve dikkate almaması zarurettir. AK Parti 7 Haziran öncesi bu rasyonel tavrın tam zıddı bir politika izledi ve akılsızca davrandı...
***
7 Haziran'da AK Parti'nin yaşadığı oy kaybı incelendiğinde bu partinin dindar Kürtler dışında dramatik oy kaybı yaşadığı hiçbir toplumsal kesim yok denilebilir. O sebeple dindar Kürtler meselesi çok kritiktir. 7 Haziran'da HDP'ye giden dindar Kürtler meselesi de yukarıda izah ettiğim yanlış HDP politikasıyla bağlantılıdır. Zaten 276'nın altında kalınmasının tek sebebi de budur. Öte yandan
PKK terörünün azgınlaştığı bu ortamda dindar Kürtlerin yine HDP'ye oy atma ihtimali var mıdır yoksa yeniden AK Parti'ye dönüş yapabilirler mi? Bu soru çok önemli ve AK Parti'nin beyinleri bu problematik üzerinde çalışmalıdır...
***
10 Ağustos 2014'te d
indar Kürtlerin çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdi ve yüzde 52 başarısı öyle yakalandı. Dahası eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi 24 Ağustos'ta Erdoğan- İhsanoğlu şeklinde tekrarlansaydı Erdoğan yüzde 60 oy alacaktı. Tüm itibarlı araştırma şirketleri bunu ifade ediyordu.
Yani 10 Ağustos'ta Selahattin Demirtaş'a oy veren Kürtlerin nerdeyse tamamı 24 Ağustos'ta Erdoğan'a verecekti. Bu anlattığım siyasal gerçek asla unutulmamalıdır. Bu tablo akıllı ve samimi politikalarla güncellenebilecek bir tablodur. 22 Kasım 2015'e gidilirken hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu ve AK Parti elitlerinin üzerinde en çok durması gereken mesele budur...