7 Haziran gecesinden itibaren öngörüm değişmedi. Sonuçlar ilk belli olmaya başladığı andan itibaren TV'lerde yaptığım yorumlar YouTube arşivlerinde duruyor. Türkiye bir tekrar seçimi denemek mecburiyetindedir. 7 Haziran tablosundan uyumlu ve istikrarlı bir koalisyon çıkamazdı ve nitekim çıkmıyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. 8 Haziran'da bu sütunda da yazdığım gibi 22 Kasım 2015 seçimlerine gidiyoruz. Ülkemiz için hayırlısı olsun...

***
22 Kasım 2015 çok kritik bir seçim olacak. Çünkü eğer sandıktan bir kez daha koalisyon tablosu çıkarsa Türkiye önümüzdeki 4 yıl koalisyonla yönetilmek mecburiyetinde demektir. 2015-19 dönemi reformlardan ziyade çalkantılar dönemi olacak demektir ve bu durum da vesayet güçlerinin işine yarayacaktır. O sebeple çok çok önemli bir 100 güne girdik. Adeta 100 yıla bedel bir 100 gün yaşayacağız...
***
2011 seçimleri askeri vesayet rejiminin tasfiyesi açısından çok kritikti. Askeri vesayetin 2011 seçimleriyle beraber yenilmesinden sonra Yeni Türkiye düzenine ulaştığımızı zannettik. Ben o dönem çok umutluydum. Özellikle 2011-12 sezonunda Yeni Türkiye'nin temel parametreleri üzerine çok yazı yazdım. Fakat 2011-12 dönemindeki Yeni Türkiye tasavvurlarımızın hepsi maalesef çöp oldu. Yeni Türkiye'ye geçiş mümkün olmadı, olamadı. 2011 sonlarından itibaren askeri vesayetin yerine geçmek isteyen Gülen örgütü gerçeği ile karşılaştık.
Uzun süre bu yeni bürokratik vesayet teşebbüsünün cemaat içi radikal bir grup tarafından hayata geçirilmek istendiğine ve bu meselenin büyük çatışma çıkmadan çözülebileceğine inanmak istedik. Fakat sonrasında görüldü ki Gülen örgütü tüm hücreleriyle Kemalizmden bile beter korkunç bir bürokratik vesayet rejimi kurmak istiyor. Dünya mafya tarihine geçebilecek bir organizasyon vardı karşımızda...
***
2012-15 dönemi Türk siyasetini büyük ölçüde belirleyen şey bu Gülen meselesidir. Bütün bu sürece rağmen AK Parti bu dönemde pek çok sorunu aşma yolunda önemli projelere de imza attı. Bunların başında vatandaşlarımızın inanç, mezhep, kültürel kimlik gibi haklarını kullanabilmelerinin önünün açılması ile çözüm sürecinin başlatılması bulunmaktadır.
1 Haziran 2015'te bu köşede şöyle yazmıştım...
7 Haziran'da AK Parti'nin tek başına hükümet olmadığı denklemde çözüm süreci tarihe gömülür ve Kürt meselesinde kaos yeniden başlar. Türkiye'yi çok zor günler bekler.

Maalesef bu öngörümün çıktığına şahit olduk. Zor günlerden geçiyoruz. Çözüm süreci buzdolabına kaldırıldı. PKK azgın bir şekilde terör eylemlerine başladı ve devam ediyor. 22 Kasım seçimlerine de terörün gölgesinde giriyoruz. Eğer 22 Kasım'dan da aynı istikrarsızlık tablosu çıkarsa sadece Kürt meselesinde değil hemen her noktada kaos yeniden başlar. Çözüm sürecinin restorasyonu imkânsız hale gelir. Gündelik siyasi kavgaların dışına çıkarak temelde bu büyük resmi görmek gerekir...
***
22 Kasım tekrar seçimi sürecinde AK Parti 7 Haziran'da yaptığı vahim hataları yapmamalı. Gerilim ve gerginlikten daha çok oy kazanan parti diğer üç partidir. AK Parti gerilimin kavganın gürültünün az olduğu bir ortamda çok daha iyi oy oranına kavuşur ve yeniden tek başına hükümet olur. Özellikle Yeni Türkiye'nin lideri konumundaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7 Haziran sonrasındaki cool duruşunu sürdürmelidir ve iradesi olmayan sözde siyasi liderleri asla muhatap almamalıdır. Erdoğan'ın muhatap alıp polemik yaptığı alt düzey küçük adamlar yükselirler. Erdoğan'la polemik tamamen onlara yarar ve yaradı da. Yeniden bu hataya düşülmemeli. 22 Kasım 2015 seçimleri yeniden hayırlı olsun...