21 Mart günü Nevruz sevincini yaşarken aniden gelen Bülent Arınç'ın açıklamasıyla ilgili aHaber'in Gece Ajansı'nda derlediği haber çok haklıydı. Bu 6 dakikalık video dün Sabah TV tarafından internette de yayınlandı. Herkese izlemesini tavsiye ederim. Gazete köşelerinde bu konudaki tek isabetli yorumu da dün Milliyet'te Nagehan Alçı yapmış:
***
...Abdullah Öcalan'ın mektubu gümbür gümbür okunabiliyorsa, şehitler artık acı bir anı olarak tarih sayfasına kalkmışsa, PKK'nın silah bırakma kongresi için net bir çağrı yapılıyorsa, bütün Diyarbakır artık barıştan konuşuyor ve Türkiye'nin yüzde 70'i bu fotoğrafı alkışlıyorsa bunlar esasen Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı ve cesareti sayesindedir! Kimse kusura bakmasın... Erdoğan ve hükümetinin her türlü saldırıya rağmen dik duruşu olmasa, Oslo'dan başlayarak her türlü provokasyona inat devam iradesi bulunmasa, PKK ve onun Meclis'teki temsilcisi hariç tek bir siyasi destek olmadığı halde kolaya kaçıp yan çizeceğine zoru seçip yürümeyi sürdürme inancı barındırmasa bu günleri görebilir miydik? Çözüm süreci bahane edilerek defalarca alaşağı edilmeye çalışıldı Erdoğan. 7 Şubat hadisesi bunun en net örneğiydi. Siz bunları bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz Bülent Bey! O nedenle tam da Öcalan'ın mektubu okunduktan sonra yaptığınız açıklama için biraz bekleyemediniz mi? Adeta mektubun sevincini kursağımızda bırakmak istercesine, üstelik mektubu da gölgeleyen, sanki Cumhurbaşkanı'nın dünkü açıklamaları 3 gün önce teslim edilmiş mektubu değiştirmiş havası yaratmak doğru muydu? Olmadı... Tayyip Erdoğan'a büyük haksızlık oldu!
***
7 Haziran'a giderken unutulmaması gereken bir gerçek var. Daha önce de yazdığım gibi AK Parti'nin her koşulda hazır yüzde 45-50 oyunun olduğunu düşünmek son derece yanıltıcıdır. AK Parti'nin toplumdan bu desteği nasıl aldığının analizi bilimsel ve realist biçimde yapıldığında şunu görüyoruz ki;
bir zamanların Arjantin'i ve Napoli takımı için Diego Armando Maradona neyse Yeni Türkiye ve AK Parti için de Recep Tayyip Erdoğan o demektir. Büyük futbol dehası Maradona'nın olmadığı bir Napoli, bırakın İtalyan şampiyonu olmayı kümede bile zor kalırdı. Nitekim Maradona geldiğinde Napoli küme düşmekten zor kurtulmuş bir takımdı. Ama o Maradona bu takımı aldı iki defa İtalyan şampiyonu, bir kere de Avrupa şampiyonu yaptı.
Şüphesiz diğer oyuncuların da bu başarılarda önemli katkıları vardı. Ama bir playmaker olarak Maradona olmasaydı bu başarıları hayal bile edemezlerdi. Simon Reed'in
Maradona belgeselinde Napolili diğer oyuncular da konuşuyor ve hep bir ağızdan aynı şeyi söylüyorlar: "
90 dakika boyunca yaptığımız temel bir iş vardı. Topu alır almaz Maradona'ya atmak. Oyunu o kurardı ve başarı böyle gelirdi."
***
AK Parti'nin 2002 zaferinden sadece 3 yıl önceki seçimlerde Fazilet Partisi'nin oyu sadece yüzde 15 idi. Üstelik FP'nin içinden AKP'nin yanında bir de Saadet Partisi çıkmıştı. SP de 2002'de yüzde 3 oy almıştı. Yani
Recep Tayyip Erdoğan'ın başına geçtiği bu yeni partinin geçmişten getirdiği oy yüzde 10 baraj sınırının biraz üstündeydi. Maradona'nın küme düşme potasındaki takımı şampiyon yaptığı gibi Erdoğan da yüzde 12'lik potansiyeli önce yüzde 34'e sonra yüzde 47'ye ve en son yüzde 50'ye taşıyarak defalarca partisini şampiyon yaptı. Son olarak da yüzde 52 oy alarak Cumhurbaşkanı oldu. Bunlar öznel görüşler değil bilimsel gerçeklerdir. Anlayana...