Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var ya, Angela Merkel'den sonra muhalefetin en büyük umudu...
"Açlık grevi" yapan iki DHKP-C üyesinin başvurusunu reddetmiş!
Tahliye taleplerini yani.
Kararında, bunların tutuklu yargılanmalarının "başvuranların hayatı açısından gerçek ve yakın bir tehlike oluşturmadığını" belirtmiş.
Sağlık raporları ışığında! Sağlık raporlarını mahkemeye sunanlar da bunların kendi avukatları, yani hükümet falan değil.
Üstelik bunları "açlık grevlerine son vermeye" de davet etmiş! (Bu tür gereksiz atraksiyonları bırakın demek istiyor.)
Oysa muhalif basına ve Kılıçdaroğlu'na sorarsanız bunlar ha öldüler ha ölecekler...
Açlık grevi dört ayı aşkın, sürüyor...
Ne biçim açlık greviyse bu?
Pardon, bu "light" grev, ciddisine "ölüm orucu" deniyormuş. Bunda hafif gıdalar alınabiliyor.
Buna açlık grevi değil, dense dense "zayıflama kürü" denir.
Eskiden Muzaffer Kuşhan koşturarak yaptırırdı, şimdi yatarak yapılıyor.
Fakat AİHM de yutmuyor işte.
Muhalif basın bu haberi sayfa dibinde "bit kadar" verdi.
Çünkü işlerine gelmedi.
Oysa ne güzel yaygara edeceklerdi, ha öldüler ha ölüyorlar diye... Onlardan aldığı gazla Kemal Bey de yangına körükle gidecekti...
Bir çakma adalet yürüyüşü de Strasbourg'a düzenlesin!
Paris'ten çıksın, oraya kadar yürüsün.
Belki ayakkabılarını da Louvre Müzesi'ne kaldırırlar.
Ama Louvre "milli" bir müze, bir muhalif holdingin çiftliği değil ki.