Durduk yerde The Guardian gazetesinde bir yorum... Dış politika yazarı Simon Tisdall demiş ki, "Avrupa'nın Erdoğan'a ihtiyacı var!"
Hayırdır, enişte bizi neden öptü?
Bayram değil ama seyran, Rusya ile ciddi bir sürtüşmeye girdik, ondan mı?
The Guardian diyor ki, "AB liderleri durumun tersine döndüğünün farkında.
Sığınmacı akını, artan DAEŞ terörü ve Rusya'nın Suriye'ye kontrolsuz müdahalesiyle Avrupa'nın daha önce hiç olmadığı kadar Erdoğan'a ihtiyacı var."
Ne o, Erdoğan'la başedemeyince onu devirmeye çalışmaktan vaz mı geçiyorlar?
Almanya da tavır değiştirirse, Aydın Doğan'ı zor günler bekler!
Hele Amerika da Fethullah'ı iade ederse kabak çekirdeklerinizi hazırlayınız.
The Guardian "sol eğilimli" olarak bilinir. Öte yandan, İngiliz tutuculuğunun kalesi The Times'da da başka bir yazı: "Türkiye ile Avrupa arasında işbirliği şart, Türkiye Batı için yeniden ihtiyaç duyulan bir dost oluyor"...
Elbette bu, bizzat kendisi Avrupa Birliği'nden ayrılmak için fırsat kollayan Büyük Britanya'nın bizim oraya alınmamızı istediği anlamına gelmez.
Lakin, Rusya'ya karşı "sıkılanmış" bir NATO beraberliği de gündemdedir.
Erdoğan bu kartları çok ustalıklı oynuyor, "Rus uçaklarını düşürürüm haaa" tehdidiyle Batı'yı hizaya getirmeye çalışıyor.
Galiba getiriyor da.
Hizaya getirmekten kasıt, hem "mülteci" sorununda işbirliği çağrısı, hem de onları cumhurbaşkanını devirmeye çalışmaktan vazgeçirmektir.
Avrupa, Erdoğan'sız bir Türkiye'nin içine sürükleneceği kaostan ne fayda sağlayabilir?
"İsrail'e kafa tutmayacak bir Türk" aradıkları için onu devirmeye çalıştılar.
Kürt meselesini barışçı yoldan çözmeye "çok yaklaşan" bir Türk onları çok ürküttü.
Hemen PKK'yı atağa kaldırdılar, hücuma geçirdiler. "Bağımsız Kürt devleti" gündemden kalkacaktı, böylece engel oldular.
Fakat alternatif yok!
Alternatif diye ortaya çıka çıka, ne dediğini bilmeyen emekli bir bürokrat, varlık nedeni belirsiz bir milliyetçi eskisi, bir de siyasi lider falan değil ancak belediye reisi kumaşına sahip bir Kürt bebesi...
Var mı, üçüncü havaalanından vazgeçip Almanya'yı sevindirecek bir vatan haini, İsrail'e teslim olup Filistin'i satacak bir şerefsiz, Kürtler'e "salıverdim sizi, hadi gidin" diyebilecek, misli görülmemiş, Atatürk'ten bile güçlü bir adam?
Yok. Varsa da, Cihangir kahvehanelerinde ya da Baltalimanı üniversite tesislerinde şarabını içiyor.
Oturduğu yerden de "butik Türkiye" kuruyor.
O zaman, İngiliz basınının da dediği gibi, Erdoğan'dan vazgeçemezler.
Aksini söyleyen hadi devirsin de görelim.
Taksim ayaklanması sökmedi, aralık darbesi sökmedi, "çok hasta, ölecek galiba" balonları, yalan haberler, düzmece anketler falan sökmedi, ne kaldı?