Geçen gün bir arkadaşla telefonda sohbet ediyoruz... Laf döndü dolaştı 7 Haziran seçimlerine geldi.
"HDP neyine güveniyor da seçimlere parti olarak giriyor?" dedi arkadaşım: "Bir buçuk milyondan fazla yeni oy almaları gerek... Öte yandan AK Parti'nin de yüzde 10 gibi gayet yüksek bir barajda ısrar etmesini de anlamıyorum."
"O nokta açık..." dedim: "Yüksek baraj büyük partilere yarıyor. Koalisyon yapmak yerine, tek başlarına hükümet kurma olasılığı artıyor."
"Tamam ama bak şimdi AK Parti'nin ayağına dolanıyor yüksek baraj" dedi arkadaşım: "HDP yüzde 9.5 alırsa ne olacak? Kürtlere hem 'silahı bırak, siyaset yap' diyoruz, hem de partilerini Meclis'e rahatça sokmasına izin vermiyoruz."
"Siyasette pazarlık vardır..." dedim. Ne demek istediğimi sordu arkadaşım. "Gel sana hayali bir senaryo kurayım. Bildiğim kadarıyla HDP ve baraj konusunda kalem oynatan kimse böyle bir olasılıktan bahsetmedi."
"Diyelim ki 'Sen benim barajı geçmemi sağla, ben de Başkanlık konusunu destekleyeyim' diye bir anlaşma yapıldı... Bunun sonucu olarak AK Parti, Güneydoğu'ya hiç yüklenmedi. Bölge şehirlerine tanınmamış adaylar koydu. CHP ve MHP orada zaten olmadığından, AK Parti'den kayan oylarla HDP barajı aştı. Karşılığında da Başkanlığa geçişe destek verdi. Olamaz mı?"
Arkadaşım, "Hiç böyle düşünmemiştim" dedi. Sonra da başka konulara geçtik.
Not: Yukarıdaki senaryo ne bir 'bilgiye', ne bir 'duyuma' dayanıyor. Hatta 'tahmin' dahi değil. Sadece bir ihtimal... Siyasetin nasıl da imkânlarla dolu olduğunu gösteriyor.