Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Biraz mil biriktirip İsrail'e uçacağım!

Geçen hafta sonu Bodrum'un Türkbükü beldesi, birkaç tesadüfe birden şahit oldu: Garanti Bankası ve Türk Hava Yolları desteğindeki Shop&Miles Kredi Kartı 10'uncu yılını kutlarken... Yaş günü partisinin yapıldığı Maçakızı da (otel, restoran, plaj) yöredeki 10'uncu yılını tamamlıyordu.
THY'ye ve onun da parçası olduğu 25 üyeli Star Alliance uçaklarına sıkça binenler, Shop&Miles kullanmayı tercih ediyor.
Çünkü bu kartla alışveriş yaparken 'mil' kazanıyor, sonra bu millerle çeşitli yerlere ücret ödemeden uçuyorlar.

* * *

Gelelim üçüncü tesadüfe: Bu özel partide kim şarkı söyledi dersiniz? Fransız şarkıcı Arielle Dombasle.
Tesadüf şu: Madam Arielle, geçen hafta burada topa tuttuğum Fransız felsefeci Bernard Henri Levy'nin eşi!
57 yaşındaki Dombasle'ın sesi güzel. Merak edenler Türkiye'de de çıkan Amor Amor, Extase ve C'est Si Bon adlı albümlerini alabilir.
Ancak asıl özelliği bir genç kız inceliğindeki vücudu. Arkadan bakan, "En fazla 25 yaşında" der.
Böyle görünebilmek için Madam Dombasle kaburgalarının alt kısmındaki iki kemiği aldırmış. Yani estetikte bizim Ajda ile yarışıyor.
Bana inanmayan Yeni Bir Şans ('Nouvelle Chance') adıyla yayımlanan filmin DVD'sinde onu izleyebilir.

* * *

"İmkânı olanlar" için Maçakızı gerçekten esaslı bir butik otel. Yemeği, ortamı, servisi, denizi çok iyi...
ABD'de çalıştığı dönemde Bill Clinton'ın başkanlık kampanyasına katkıda bulunarak siyasete bulaşan Sahir Erozan, annesi Ayla Erozan ile birlikte şahane bir mekân yaratmış.

* * *

Özel partinin asıl ev sahibi ise Garanti Bankası Müdürü Ergun Özen'di.
Özen'e "Mavi Marmara" olayına bir bankacı olarak nasıl baktığını sordum.
Anladığım şu: Sektör olup biteni dikkatlice izliyor. Daha fazla maraza çıkmamasını tercih ediyor.
(Malum: Parayı kontrol edenler istikrar ister. Kriz ise normal bankacıları değil, spekülatörleri mutlu eder.)
Hükümet, bu gerginliğin niye çıktığını, nereye doğru gideceğini iş âlemine iyi anlatmalı.
Bence "bölgesel aktör" olma çabasının ne anlama geldiği henüz tam olarak kavranmadı.
Bazıları (Allahtan Ergun Özen onlardan değil) hükümetin uluslararası girişimlerini hâlâ "maceracılık" ya da "İslamcılık" olarak yorumluyor.
Tüccarlar, fabrika sahipleri, finansçılar, büyük çiftçiler ekonomiyi bilen, girişimci, zeki insanlar olabilir.
Ancak onlardan, uluslararası siyaseti kendiliğinden kavramaları beklenmemeli.

* * *

"İslamcılık" deyince aklıma geldi: İsrail'in kara propagandası dünyanın alt katına ('Down Under') kadar uzanmış.
Geçen gün Türkçe yayın yapan bir Avustralya radyosundan aradılar.
Konuşmanın başında AKP hükümeti döneminde Türkiye ile İsrail arasındaki iş hacminin 6-7 kat arttığını... Çeşitli modernizasyon anlaşmalarının sürdüğünü... İsrail'den insansız uçak aldığımızı filan söyledim ki saçma sapan sorular gelmesin...
Yine de Türk radyocunun, "Ama bu olay Erdoğan hükümetinin İslamcı damarını göstermedi mi" sorusuna "maruz" kaldım.
"Benim anlattıklarımı dinlemiyorsunuz galiba" dedim:
"Bu adamlar 8 yıl önce hükümete geldiklerinde de sizin tabirinizle 'İslamcı' idi... Geçen süre içinde İsrail ile ekonomik ilişkileri katlarken ne olduklarına bakılmıyordu da, İslamcılıkları şimdi mi keşfedildi?"
Laikçiler korkunçtur. Nuh derler, peygamber demezler, makarnadan söz ederler.
Ama iş dünyası farklı: Neticede "kâr" adlı ortak bir dil var arada.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA