YAZARLAR
Ama şu kısacık ömrümde gözlemlediğim kadarıyla, "Burası Türkiye" söylemi arkasına birçok gariplik sığdırıldığını yüzlerce kez gördüm. Daha yeni Van depreminde: "bu otel sağlam girin içinde kalın" denildi. "Bu kadar büyük deprem oldu, bir daha olmaz" denildi. İki gün geçti otel yerle bir oldu! Ardından can pazarı…Yine çok eskiye gitmeyelim. Zonguldak. Filyos Çayı. Azgın sular, çayın üstündeki köprünün yarısını üzerindekilerle aldı götürdü. 15 kişi kayıp. Sonra kötü haberler geldi. Daha da kötüsü, köprünün çökeceğinin önceden tahmin edildiği söylentileri… Bugüne dönelim tekrar. İstanbul'dayız. Trafiğin can damarlarından biri. Haliç Köprüsü. Birden köprünün kara ile olan bağlantılarından biri görevini bırakmaya karar veriyor. Kara ile deniz arasında 10 cm fark oluşuyor. Yetkililer fark edip bir süreliğine köprüyü kapatıyorlar. İncelemeler yapılıyor. Japon'lar bile gelip bakıyor. Olay yerinde inceleme yapan çeşitli yetkililerin televizyon kanalarında verdiği demeçlerde; ısınma sebebiyle köprünün bazı parçalarının yerlerinden çıktığı söyleniyor. Ama tam olarak "neler" olduğu, "neden" olduğu gibi bilgilere araştırma sonucunda ulaşılacağı açıklanıyor. Hatta olay yerindeki bir yetkili, köprü altında yaşayan tinercilerin yaktığı ateşlerin bile buna sebep olmuş olabileceğini. Bu sebeple köprünün ayaklarının ve bağlantılarının etraflarının tel örgü ile çevrilmesi gerektiğini belirtiyor. Habercilerden biri de olay yerini inceleyen yetkilileri inceleyen bir madde bağımlısı gence mikrofonu uzatıyor.
İlk incelemeler bunu gösteriyor. Karayolları Genel Müdürü, Cahit Turan, bir televizyon kanalında canlı yayında soruları cevapladı. Isı yüzünden vidaların bozulup yerlerinden çıktığını belirtti. Yenilerinin imal edileceğini söyledi. Sorumluluğu altında 325 adet köprü olduğunu, bunların birçoğunun bakımlarının ve deprem güçlendirmelerinin yapıldığını. Hiçbir acil durum olmadığını söyledi. Endişelenecek bir şey yok! Kendisine inanıyorum. Ama yine de umut ediyorum ki bu da diğer olaylardaki talihsiz açıklamalardan biri olarak tarihimize geçmez. Ama benim asıl merak ettiğim. Madem köprüler belli. Çıkartabilecek sorunlar da belli olmalı. Neden, yedek parça stoğu yok. İmal edilmesi gerekiyor. Ve bunun için neden bekleniliyor? Köprünün üstünde oluşan yükseklik farkı apar topar asfalt ile kapatıldı. Haliç'te henüz bir tamirat yok. Bu parçalar gelene kadar dayanması bekleniyor. Dayanacağı da söyleniyor. Ama köprülerimizin bile yedek parçalarını stoklamamışken, yerli otomobili de bu mantıkta üretirsek vay halimize.
- Beklentileri Aşan Görev Otomobili! Dergide sürekli tartıştığımız konulardan biri de, “İstanbul gibi büyük bir şehirde görev otomobili hangisi” sorusu oluyor. 21 Mayıs 2012, Pazartesi
- Olmayan Sistem Bu hafta içi, İstanbul Maltepe’de, aracımız hatalı park sebebiyle bir ara sokaktan çekildi. 14 Mayıs 2012, Pazartesi
- Trafik Haftamız Kutlu Olsun Bu yıl da trafik ve ilk yardım haftasına girdik. 05-13 Mayıs arasında olan “Trafik ve İlkyardım Haftası”nın bu yıl da okullarda bir ders konusunu daha doldurmak üzere tasarlanmış olduğu hissetmek istemiyorum. 07 Mayıs 2012, Pazartesi