Neyse bunun konumuzla çok alakası yok. Maçı izlerken kupanın sponsoru Ziraat Bankası'nın futbolda artan şiddeti ele aldığı "Futbol Makinesi" reklamına rastladım. Son yıllarda adeta damarlarında aynı kan akan kardeşleri bile birbirine düşüren ortamı oldukça etkileyici bir biçimde ele almışlar. Düşündüm, benzer bir kampanya neden trafik için yapılmıyor ki? Dönem dönem çeşitli markalar sosyal sorumluluk adı altında bazı kampanyalar yapıyorlar. Ama ne kadar etkili olduklarını tartışmaya gerek bile yok. Bu ülkede ODD adında bir kurum, bir oluşum var. Türkiye'de satılan tam 52 markanın distribütörlerinin oluşturduğu bir çatı. Türkiye'nin toplam ticaret hacminde belki de en büyük paya sahip olanların oluşturduğu bir yer. Her ay bizlere hangi otomobilden kaç tane satıldığının raporlarını gönderiyorlar. Yılda bir kez ODD Gladyatör ödülleri adı altında otomotivin çeşitli dallarında görkemli törenler düzenliyorlar. Bu arada ODD'nin açılımını da yapalım, bilmeyenler de aydınlansın: Otomotiv Distribütörleri Derneği. Trafiğin en önemli unsuru kuşkusuz otomotiv. İçine otomobil, kamyonet, hafif ticari, minibüs gibi pek çok kategoriyi alıyor. Yani bu yollarda yaşadığımız yoğun trafiğin, çilenin, sıkıntının, sinir harbinin baş aktörleri ODD'nin tezgahından geçiyor. Bu açıdan baktığınızda ODD'nin sizce de trafikteki sıkıntılarımızda az da olsa sorumluluğu yok mu? Ya da farklı bir şekilde sorayım, ODD sadece kaç otomobil satıldığının mı peşinde olmalı? Para kazanmalarını, var olmalarını sağlayan insanlara bir şekilde farklı sosyal projeler geliştirmemeli mi? İçişleri Bakanlığı'yla ortak hareket edip dev bir bilinçlendirme hareketi yapmamalı mı? Otombili Türk insanına bilinçli bir sevgiyle tanıtmamalı mı? İş sadece otomobil satmakla bilmiyor. Sattığınızın sorumluluğunu da bir şekilde yaşamalısınız…