Markaların satış performanslarını incelerken, Saab'ın karşısında sadece sıfırları görünce içim burkuldu. Benim otomobillere ilgimin oluşmasında İsveçlilerin önemli bir rolü vardır. Ursaab olarak da bilinen ilk prototipin "ufovari" tasarımından, 99 modeliyle açılan turbo devrine, birinci nesil 900'ün zamandan bağımsız karizmasında, bir savaş uçağının adını kullanan Viggen'e kadar Saab'ı ne kadar özlediğimi hatırladım. Bir zamanların prestij ve güven markasının ortadan kaybolmasının pek çok suçlusu olduğu kesin. İsveçlilerin kendilerinden tutun da, General Motors'un stratejisine kadar herkesin bu durumda payı var. Bu nasıl bir zarardır ki ne Arap ne de Çin sermayesi karizmatik Viking'e yaklaşmak bile istemiyor. Oysa çok değil 3-4 sene öncesine kadar her şey yoluna girer gibi olmuştu. 4 tekerlekten çekişli versiyonlardan tutun da, Aero X gibi nefes kesen konseptlere kadar umut yeşermek üzereydi. Bugünse, markanın bir dönem en güçlü olduğu Amerika'da Saab ne durumda diye baktığınızda karşınıza sadece yedek parça satan bir distribütör çıkıyor. Geri dönüş olur mu ? Kim bilir ? Bakın aklıma ne geldi... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası arenada tanınması için bugüne kadar neredeyse her Türk hükümeti çabalar gösterdi ve belli oranda başarılar da kazandı. Şimdi şöyle bir şey olsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Saab'ı satın alsa, sizce de bütün dünyada ses getirmez mi ? Bence getirir...