Bizse, trafikteki ölümleri o kadar kanıksadık ki, giden canlara ecelleriyle bu dünyadan göçmüşler muamelesi yapıyoruz.

Geçtiğimiz hafta biri Sakarya'dan diğeriyse Sinop'tan iki kaza haberi geldi.

İlkinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Takla atan araçtan fırlayarak hayatını kaybeden Adatepe'nin şoförünün medyada yer alan bir açıklaması her şeyi özetliyor: "Aracımız güvenli olduğu için araç içindeki kimse emniyet kemeri takmamıştı". Bu yüzden Ülkü Adatepe öldü diyemiyorum, Ülkü Adatepe öldürüldü.

Sinop'taki kazadaysa tam 7 can gitti! Boyabat'ta tırın dorsesinde sabitlenmeden taşınan kepçe, tırın freninin patlaması sonucu bir otomobilin üzerine devrildi. 5 kişilik otomobilde yer alan 7 kişi de hayatını kaybetti. Allah hepsine rahmet eylesin.

Ağır vasıta şoförlerinin her kaza sonrası "fren patladı" bahanesi sunmalarından bıktım. 20 ton kapasiteli kamyona 30 ton yüklersen, zırt pırt fren yaparsan, frenlerin tutmaz. Aracının bakımını yaptırmazsan frenin tutmaz. Senin frenin tutmazsa, bu insanlar da hayata tutunmaz. Yoruldum!